İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Çanakkale’de vatandaşlara seslendi


– İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Çanakkale‘de vatandaşlara seslendi

ÇANAKKALE – İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 14 Mayıs seçim emekleri çerçevesinde geldiği Çanakkale‘de vatandaşlara seslendi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 14 Mayıs seçim emekleri çerçevesinde Çanakkale‘ye geldi. Parti otobüsüyle miting alanına gelen Meral Akşener, Cumhuriyet Meydanı’nda ellerinde Türk bayrakları ve İYİ Parti bayraklarıyla kendisini bekleyen vatandaşları selamladı. Mitingde İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, milletvekilleri, CHP’li ve İYİ Partili milletvekili adayları ile belediye başkanları da hazır bulunmuş oldu.

Sözlerine “‘Çanakkale geçilemez’ dediniz, Çanakkale geçilemedi ve Türkiye Cumhuriyet Devleti kuruldu” diyerek süregelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Siz tarih yazdınız. Siz zamanı değiştirdiniz. Siz Türk milletinin talihini ve tarihini değiştirdiniz. Bugün Çanakkale’de zamanı şehrimizde, Cumhuriyetimizi kurduran şehirde, Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün evlatlarının şehrindeyiz. Bugün burayı şereflendirdiniz. tanrı her birinizden razı olsun” dedi. Akşener, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Bu seçimde güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçme sözü veren ve oldukca süratli bir halde demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, adaleti, bağımsızlığı getirecek olan, hırsızlığı engelleyecek olan, çalmayacak, çaldırmayacak olan 13’üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu ve bana da Başbakan Meral Akşener diyorsunuz, İYİ Parti’ye oy verin. Bu seçimi Millet İttifakı olarak alacağız. 13’üncü Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu olacak. Ben de Başbakan olacağım. Dolayısıyla 1 oy Kemal’e, 1 oy Meral’e.

Meral Akşener Çanakkale İYİ Parti 14 Mayıs politika Haberler

Akşener: “Aşağı Yukarı 28 senedir etken politika Yapıyorum, Seçimlerde Biz Birbirimizle Rekabet Ederdik fakat Partimize Oy Vermeyeni Düşman İlan…


Haber: MERGE güven – Kamera: FATiH NAZIM EFE

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Beypazarı’nda düzenlenen iftar programında; “Ben kendimi, her sabah kalktığımda bugün ne ile karşılaşacağım diyerek sakinleştirmeye çalışıyorum. inanırım her bir kişi, aynıdır. Ben bu şekilde bir dönem asla yaşamadım. Aşağı yukarı 28 senedir etken politika yapıyorum, seçimlerde biz birbirimizle rekabet ederdik fakat bizim partimize oy vermeyeni düşman duyuru ettiğimiz seçimi hiçbir süre yapmadık. 21 senelik iktidarın ilerleyişi esnasında, o denli fazla kabahat işlendi ki o suçluluk hissi ile milletimizin helal oylarıyla yapacağı seçimi, kendi aleyhlerinde olacağını gördükleri için bu seçimi, neredeyse her birimizi en ağır iftiralarla hakaretlerle suçlandığı bir harp haline çevirdiler” diye konuştu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bugün İYİ Parti Beypazarı İlçe Başkanlığı’nın düzenlemiş olduğu iftar programına katıldı. Akşener, iftar sonrasında şöyleki konuştu:

“BEN bu şekilde BİR DÖNEM HİÇ YAŞAMADIM”

“Birbirimizin kardeşiyiz, birbirimizin akrabasıyız, birbirimizin komşusuyuz ve bu milletin evlatlarıyız. Biz Millet İttifakı’nın mensuplarına ya da AKP’ye oy vermeyen her bir insana şu anda Türkiye’de meydana getirilen işlem, Çanakkale’de Avusturyalıların, Yeni Zelandalılara savaşırken yapılanın beş bin katı. Ben kendimi, her sabah kalktığımda bugün ne ile karşılaşacağım diyerek sakinleştirmeye çalışıyorum. inanırım her bir kişi, aynıdır. Ben bu şekilde bir dönem asla yaşamadım. Aşağı yukarı 28 senedir etken politika yapıyorum, seçimlerde biz birbirimizle rekabet ederdik fakat bizim partimize oy vermeyeni düşman duyuru ettiğimiz seçimi hiçbir süre yapmadık. 21 senelik iktidarın ilerleyişi esnasında, o denli fazla kabahat işlendi ki o suçluluk hissi ile milletimizin helal oylarıyla yapacağı seçimi, kendi aleyhlerinde olacağını gördükleri için bu seçimi, neredeyse her birimizi en ağır iftiralarla hakaretlerle suçlandığı bir harp haline çevirdiler. fakat biz ona uymayacağız. Biz, o şeklinde asla kabul etmeyeceğiz ve biz o dili, kullanmayacağız.

“BUZDOLABININ İÇİNE FARE GİRSE KAFASI YARILACAK BİR BUZDOLABI”

Şimdi, ben derin yoksulluk çalışan bir insanım. Üniversite hocalığı döneminden itibaren yoksul çocuklarla, yoksul hanımlarla ilgilenmiş, bu mevzuda STK’larda çalışmış bir hocaydım. Şimdi de derin yoksulluk çalışan siyasetçiyim. Ankara Sincan’da, bir eve gittik. Ailenin babası; karton topluyor, kağıt topluyor, evini geçindirmeye çalışıyor. Lisede okuyan bir kızları var, bir tane adam engelli evlatları var. bakmış olduğunuzda oldukça küçük gördüğünüz fakat sorduğunuzda 10 yaşlarında çıkan bir küçük adam evladı var ve kira bir ev. Ben gidip buzdolaplarına bakarım o evlerin. Ne var o buzdolapların içinde diye… O evin, buzdolabının içine fare girse kafası yarılacak bir buzdolabı. Lisede okuyan kız, okulundan geldi; ‘kızım ne hayal ediyorsun ne istersin’ dediğimde, durdu düşündü. Dedi ki, ‘Ne isteyeceğimi bilmiyorum’, sonrasında döndü, ‘dostlarım tatilden bahsediyor, biz hayatımızda asla dinlence yapmadık. dinlence nedir bilmiyorum. Meral Teyze, dinlence iyi mi bir şey’, o arada anası döndü dedi ki ‘tanrı Mansur Yavaş’tan razı olsun, bu ufaklıklara et yediremiyordum. Şimdi ayda bir kilo et aldığımız kartımız var’ dedi, kartı gösterdi; Ankara Kart. sonrasında evin babası geldi, dedi ki ‘tanrı Mansur Başkan’dan razı olsun. Bizim doğalgaz paramızı ödüyorlar, çocuklarım üşümüyor’. hanım döndü gene dedi ki, ‘tanrı razı olsun, bez parası, oldukça yüksek. Onunla ilgili yardım alıyoruz tanrı Razı olsun’. Şimdi, üç tane tanrı Razı olsun geldi, sonrasında hanıma döndüm ‘Nerelisin kızım sen’ dedim. ‘Ağrılıyım’ dedi, ‘Enteresan bir şey söyleyeceğim, ben bu biçim şeyleri anneme anlattım. Annem ile seni konuşturayım mı’ dedi. Ağrı’daki anası ile konuştum. Kadının bana söylediği şey şu, ‘Meral Hanım kardeşim, benim evladıma kıymet verene ben de kıymet veririm. Diyorlar ya, Mansur Başkan’a şuralı buralı oy vermez. Hadi oradan’ dedi. ‘Onlara mı soracağız, onlar mı benim kızımın hatırını sorup kıymet veriyor’, bunlar şeklinde birçok öykü anlatabilirim; bunlar öykü değil, gerçekler.

“ÇOCUKLARINIZIN HAKSIZLIĞA UĞRAMASINDAN BIKTINIZ. EVLATLARINIZIN NEFES ALAMAMASINDAN BIKTINIZ”

Kalbiniz daralıyor, sabah kalkıyorsunuz; haberlere bakıyorsunuz, toplumsal medyaya bakıyorsunuz önünüze bir haber düşüyor ‘Beş maaş alan danışman’, bir haber düşüyor ‘On maaş alan danışman’, bir haber düşüyor ‘On beş maaş alan danışman’. bir yanda 1982 doğumlu olan dişi olmayan bayanlar, çocuğunun iyi mi doyuracağını düşünen anneler, lisede okurken arkadaşlarının dinlence yaptığını kampa gittiğini fakat bunun iyi mi bir şey bulunduğunu bilmeyen kız evlatları ve buna karşılık oturmuş olduğu yerden yan gelip yatarak beş maaş, 10 maaş, 15 maaş alan yeteneksiz, liyakatsiz, kayrılan insanoğlu. Türkiye’nin manzarası bu. Onun için hepimizi teröristlikle suçladılar, suçlamaya devam ediyorlar. Onun için, bir ortaoyunu, tiyatro oynanmaya devam ediyor. fakat ben biliyorum ki, artık bıktınız. Çocuklarınızın haksızlığa uğramasından bıktınız. Evlatlarınızın nefes alamamasından bıktınız. KPSS’ye girip yüksek puan alıp, mülakatta elenip atanamamasından bıktınız. mesela ne üç kağıtlar yapılıyor. Valinin, belediye başkanının, kaymakamın, rektörün, dekanın bir aylığına hususi kaleminde vazife yapıyor AKP’li gençler, onların evlatları ondan sonrasında 657 sayılı Kanun’la devlet memuru oluyorlar. En üst kadrolardan, en üst maaşlarla para kazanıyorlar. Bu haramdır.

“BU HARAMİ DÜZENE HELAL OYLARINIZ İLE SON VERECEKSİNİZ”

Benim çocukluğumdan beri anlatılan bir kıssa vardır, rahmetli anneannemden dinlediğim ve uymaya çaba ettiğim bir kıssa. Benim yaşımdakiler bilir. Hz. Adem kıssası… Bilirsiniz, o kıssanın en büyük özelliği, harama el uzatmaktır. Harama el uzattığın andan itibaren, edep yerlerin açılır, utanma duygun hicap duygun ve edep duygun ahlakın ortadan kalkar. Edebin, adabın, hicabın, utanmanın ortadan kalktığı andan itibaren her bir haltı yersin, yenilmesine göz yumarsın. İşte bunun adı, harama el uzatmaktır. Hiçbir yerde yeri yoktur. Şimdi bakın gencecik bir kız evladı 82 puan almış, 92 puanla atanamamış olanları gördüm ben bu ülkede fakat 52 puanla, 60 puanla onun yerine atanmış. İşte bu, haram yemektir, işte bu haram el uzatmaktır. İşte bu edebin, adabın, hicabın ortadan kalkmasıdır. Bugün bu şekilde bir yönetim anlayışı ile yönetiliyoruz biz. Dolayısıyla peygamber efendimizin sözü ile bitireceğim, bu harami düzene helal oylarınız ile son vereceksiniz. Çocuklarınız için, bu ülkede yaşayan her bir vatandaşın birbiri ile olan dostluğunu, arkadaşlığını devam ettirmesi için, birbiri ile düşman olmaması için bu harami düzene birlikte demokrasi ile sandıkta attaya yollayacağız.

“BİR OY KEMAL’E, BİR OY MERAL’E”

Adil olarak da yollayacağız. Ben iddia ediyorum, Sayın Erdoğan’ı inşallah 14 Mayıs gecesi saygıyla uğurlayacağız ve Sayın Kılıçdaroğlu’nu da alkışla yerine oturtacağız. İki oy isterim, birisi Kemal’e. Kemal’e oy verirken, bununla birlikte düşünecek ki Beypazarlılar Sayın Mansur Yavaş etkili, yetkili icracı Cumhurbaşkanı Yardımcısı. Bir oy da Meral’e. Gene o süre da Mansur Bey’i düşüneceksiniz ve inşallah 14 Mayıs akşamı bu işi bitireceğiz.”

Millet İttifakı AK Parti Türkiye Güncel Haberler



Akşener: “Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi Kurumlarımızın İçini Boşaltmış, Kurum Diye Devlet Aklı Diye Bir Kavram Kalmamış”


İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Şunu söylemek zorundayım; bu tek adam sistemi, partili cumhurbaşkanlığı sistemi kurumlarımızın içini boşaltmış, kurum diye bir kavram kalmamış, devlet aklı diye bir kavram kalmamış. Buna bağlı olarak da liyakat ortadan kalmış” dedi. zelzele bölgesinde salgın hastalık tehlikesine dikkat çeken Akşener, kimsesiz kalan evlatların çeşitli nedenle çalınabileceğini, buna karşı dikkatli olunması gerektirme ettiğini söylemiş oldu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen 2 büyük depremden etkilenen Adıyaman’ı bugün ziyaret etti. Besni ilçesinde depremzedelerle bir araya gelen Akşener, araştırmaların peşinden yapmış olduğu basın açıklamasında şunları söylemiş oldu:

“SALGIN HASTALIK ÇIKACAĞINDAN KORKUMUZ VAR”

“Depremden sonrasında bölgeye giden milletvekilleri ve genel başkan yardımcılarından oluşan heyetten sahaya ilişkin data almaya başladık. O bilgiler ışığında mümkün olduğunca bir canın kurtulabilmesi için her kapıyı çaldık, çalmaya devam ediyoruz. Bir can. O bir sayı değil, bir can. Dolayısıyla insanlarımızın kurtarılabilmesi, yıkıntı altından sağlıkla çıkabilmesi için elden gelen gayreti göstermeye çalıştık. Muhalefetin halkın avukatı olması gerektiğine inanırız. Bizim sizin sesinizi duyurmak şeklinde bir görevimiz var. İktidarın da sizin problemlerinizi çözmek şeklinde bir görevi var. Onların işi oldukça. Biz o sesi, proje yapmış olup iletmek zorundayız.

“ANNE VE BABASINI KAYBETMİŞ ÇOCUKLARLA hususi OLARAK İLGİLENİLMESİ GEREKİYOR”

Bugün yaptığım araştırmalarda gördüğüm şu: Gıdaya erişim kolaylaştı. Orada bir sorunumuz yok. Suya erişim oldukça zorluydu. Orada da sorunumuz yok fakat şu anda iki derin sorun var. Birisi barınma, ona bağlı ısınma. Tüpler üstünden hem ısınma hem aydınlanma hem de yiyecek pişirmeye dair bir emek verme var. Onu sahadan aldığımız bilgiler ışığında Cumhurbaşkanı’na ben iletmiştim. Dolayısıyla bu başladı. Şimdi ilaç. Salgın hastalık çıkacağından korkumuz var. Ben 99 depremini yaşamış bir insanım. O günle bugün içinde bir fark var. O gün yazdı, bugün kış.

Isınma ve barınmaya dair eksiklerimiz var. Bunların acilen tamamlanması lazım. Bir öteki mevzu da wc ihtiyacı. bayanlar bunu söyleyemiyor fakat wc ihtiyacı oldukça üst seviyede. bayanlar açısından bu iş oldukça zor. Bir çadır kente gittik, güzel fakat iki wc yapmışlar. Buna zaman ayrılması gerekiyor. Anne ve babasını yitirmiş çocuklarla hususi olarak ilgilenilmesi gerekiyor. bu şekilde dönemlerde çocuk çalınır. Organ için çalınır, satılmak için çalınır, başka şeyler için çalınır. Annesini, babasını yitirmiş evlatları tanrı rızası için devletin kurumlarına teslim edin. Diyelim ki ulaşamadınız, bizi arayın. Bizi arayın, biz teslim edelim. Lütfen, oldukça rica ediyorum; küçük evlatların ardında olacaksınız.

“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ KURUMLARIMIZIN İÇİNİ BOŞALTMIŞ”

Yaraları sarma mevzusunda gittikçe daha iyi olabiliriz. Milletimizin feraseti, irfanı, yardımlaşma duygusu inanılmaz. ‘tamamımız birimiz, birimiz tamamımız için’ anlayışımız tecelli etti. Bunu hep birlikte görüyoruz. Bu da oldukça mühim ve kıymetli. Bu milletin bir mensubu olmaktan oldukça gurur duyuyorum fakat bu zamanda bir şey görüldü; Ben aynı esnaf gezer şeklinde geziyorum. Partimi esnaf dükkanlarının içinde asla övmedim, bir başka partiyi yermedim. bir tek dinledim ve ilettim. Burada da o şekilde geziyorum. Biz yangın söndürmek suretiyle geziyoruz. Yangından mal kaçırmak şeklinde bir telaşımız yok. Şunu söylemek zorundayım; bu tek adam sistemi, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi kurumlarımızın içini boşaltmış, kurum diye bir kavram kalmamış, devlet aklı diye bir kavram kalmamış. Buna bağlı olarak da liyakat ortadan kalmış. Bugün bir tek sizin aracılığınız ile iletiyorum. Günü vardığında elbet daha değişik açıklamalarda yapacağız. dostlarımla birlikte araştırmalarda bulundum. Buradan aldığım her bilgiyi bizzat ileteceğim. Yapılmasını takip edeceğim, Adıyaman’ın sesi olmaya çaba edeceğiz.”

Meral Akşener İYİ Parti Adıyaman zelzele Güncel Haberler