Özgür hususi Adıyaman’da: “tüm Ölçümler CHP’li Üyelerin Yüzde 85 Oranında değişim Talep Ettiğini Söylüyor.


Kamera: DURSUN ALKAYA

CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan talibi Özgür hususi, CHP Adıyaman İl Başkanlığı’nda, “CHP’nin kendi değişimini kendi gençleşmesini kendi dönüşümünü bir an ilkin gerçekleştirmezse toplumda yaratılan umutsuzluğun, toplumdaki kırgınlığın bunun hem mahalli seçimlere hem de partinin tümüne zarar vereceğini görüyorum. Bu mevzuda meydana getirilen tüm ölçümler CHP’li üyelerin yüzde 85 oranında değişim talep ettiğini söylüyor. Bu resmi anket neticelerini çoğumuz görüyoruz. CHP’nin bu değişim talebine karşı durmaması gerekir. değişim sürecini vefalı götürmeliyiz. Sayın genel başkanımızı incitecek, onu üzecek, rencide edecek ifadelerden kaçındığımız; partimizi gelecekte zora sokacak ifadelerden kaçındığımız bir süreci yaşıyoruz” dedi.

CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan talibi Özgür hususi, bugün CHP Adıyaman İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Burada konuşan hususi, şunları söylemiş oldu:

“BU PARTİNİN BAŞINA GEÇMEK İÇİN AVRUPA’DA LOBİ YAPMANIZA, BİRTAKIM BARONLARLA PAZARLIK ETMENİZE GEREK YOK”

“CHP bir kurultay sürecinde ve bu süreci tüm Türkiye dikkatle takip ediyor. Bu CHP açısından övünülecek bir durum. bu sebeple bu partide genel başkana karşı rakip çıkılabiliyor. Bu partide ‘genel başkandan daha iyi yönetirim, ben daha iyisini yaparım’ denilebilmesi bir kabahat değil. Bu partide bu iddiayı ortaya koyabilenlerin gidip kendilerinin başvurdukları yer, birisinden icazet alma yeri değil. Bu partinin başına geçmek için ABD’ya koşturmuyorsunuz. Bu partinin başına geçmek için Avrupa’da lobi yapmanıza, çıkar çevreleriyle konuşmanıza ya da bazı baronlarla pazarlık etmenize gerek yok. Bu partide iddianızı koyacaksanız varacağız yer Adıyaman İl Başkanlığı, Adıyaman’ın delegesi.

Adıyaman’ın delegesi eğer ‘değişim olsun, Özgür hususi kardeşimiz geçmişte yapmış olduğu görevlerle bundan sonrasında iyi mi yapacağını belirttiği tutum belgesiyle benim kanaatime gore partimi iyi yönetir’ derse ben yönetirim. Yok, üyemiz, delegemiz başka bir karar verirse bu da başımızın üzerindedir. Cumhuriyet Halk Partisi, hakkaniyet ve Kalkınma Partisi şeklinde bir avukat bürosunda, bir rezidansın üst katlarında kurulmuş bir parti olmadığından, Cumhuriyet Halk Partisi cenk meydanlarında kurulmuş bir parti olduğundan, CHP asla kimseye değil, milletin kendisine borçludur. tüm süreçleri en doğru şekilde yürütmek durumundadır.

“SON 5 SEÇİMDİR YÜZDE 52’YE 48’LİK İKTİDAR-karşıcılık DENGESİNİ DEĞİŞTİREMEDİK”

Ben CHP’de 8 yıl süresince grup başkanvekilliği görevi yapmış, 11-12 yıl süresince milletvekilliği görevini yapmış bir kardeşiniz olarak 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde partinin başarısı için, ondan önceki 2019 seçimlerindeki Adıyaman’a da gelmiştik. Annemin ilk vazife yeri Besni’de de belediye başkan adayımız için çalışmıştık. Adıyaman merkezde, Gölbaşı’nda İskender başkan için Adıyaman merkezde adayımız için çalışmıştık. Hep birlikte çaba sarfetmiştik. Ben 41 ilde 247 aday tanıtmıştım. O günden sonrasında da 81 ilde 247 ilçemizden, beldelerimizden nereden çağırılsak koştuk gittik, çaba gösterdik. Bundan sonrasında da CHP’de hangi görevde olursak olalım partimizin ve adaylarımızın başarısı için çaba göstereceğiz.

Biz CHP’nin bu seçimde almış olduğu yüzde 52’ye 48’lik sonuçtan memnun değiliz. bu sebeple bu netice 2019 mahalli seçimlerindeki il genel meclisi sonucudur. bu sebeple bu netice 2018’de Muharrem İnce’yi aday gösterdiğimizde aldığımız 52’ye 48’lik iktidar-muhalafet sonucudur. Bu netice referandumun sonucudur, bu netice Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday olduğu seçimdeki iktidar, karşıcılık dengesidir. doğrusu son 5 seçimdir yüzde 52’ye 48’lik iktidar-karşıcılık dengesini değiştiremedik. gene bu seçimde yüzde 25’lik CHP oyunu yüzde 30 yapmayı üzerine taşımayı düşünüyorduk, kazandıracak bir ittifak oluşturmayı düşünüyorduk fakat ittifaka karşın yüzde 25’lik bir netice aldık. Aldığımız sonucu sahiplenen fazlaca. CHP’nin almış olduğu yüzde 25’lik sonucu ittifak ortaklarının kimisi ‘yüzde 7’si benim’ diyor, kimisi, ‘yüzde 5’i benim’ diyor.

“CHP’NİN SIRALARI İTTİFAK ORTAKLARIMIZ TARAFINDAN ALINMIŞ DURUMDA”

Karşı karşıya olduğumuz durum görkemli sıkıntılı bir durum. bu sebeple CHP kendisi yüzde 28-29-30 oy alacağı anketlerde görülüyorken; bu ittifakla bir yüzde 25 oy aldı sadece uzun süre itiraz ettiğimiz, benim onlarca kez söylediğim bir iç hukuk belgesi yazalım, paylaşımı yapacağımız anketin Türkiye’deki büyük anket firmalarının çıkaracağı sonuca gore yapalım, güreşçiler bile mücadeleden ilkin bir kantara çıkıyorlar. Kim kaç kiloysa kilosuna gore alsın, pazarlığa, müzakereye gore alınırsa bizlerden giderse biz bunu anlatamayız, onlarda giderse onlar anlatamazlar fakat en sonunda kavga ederiz dememize karşın işin o tarafı kolay anlayışıyla ilerlendi fakat bugün CHP sıralarından yüzde 30 oy alsaydık 65 milletvekili verilmişti. Bu aldığımız oyla 39 CHP’linin yeri bugün öteki ittifak partilerinde.

Kendi seçim bölgemde oy oranına gore CHP dört çıkarıyorken; ittifakın 5’te kurulması ve orada birleşip fazladan çıkaracağımızın verilmesi gerekirken; CHP’nin payına düşen dördüncünün verildiği örnek tam 39 kere tekrarlanmış durumda Türkiye’de. CHP’nin sıraları ittifak ortaklarımız tarafınca alınmış durumda. Bu da örgütümüzde ciddi bir hastalık ve travma yaratmış durumda. düzgüsel olarak seçim başarısızlıkları olur, daha ilkin de oldu. sadece bir başarısızlığı kabul etmek ve tekrar tekrarlanmaması için ders almak, doğruları tekrarlamak, yanlışları düzeltmek mecburiyetindeyiz. hiçbir şey olmamış şeklinde devam edilmesini korumak için çaba sarfeden arkadaşlarımız ve bu sürecin mahalli seçim sonrasında da devam edecek olmasına yönelik sorun toplumda ciddi tepki yaratıyor.

“YAPILAN tüm ÖLÇÜMLER CHP’Lİ ÜYELERİN YÜZDE 85 ORANINDA DEĞİŞİM TALEP ETTİĞİNİ SÖYLÜYOR”

CHP’nin kendi değişimini kendi gençleşmesini kendi dönüşümünü bir an ilkin gerçekleştirmezse toplumda yaratılan umutsuzluğun, toplumdaki kırgınlığın bunun hem mahalli seçimlere hem de partinin tümüne zarar vereceğini görüyorum. Bu mevzuda meydana getirilen tüm ölçümler CHP’li üyelerin yüzde 85 oranında değişim talep ettiğini söylüyor. Bu resmi anket neticelerini çoğumuz görüyoruz. CHP’nin bu değişim talebine karşı durmaması gerekir. değişim sürecini vefalı götürmeliyiz. Sayın genel başkanımızı incitecek, onu üzecek, rencide edecek ifadelerden kaçındığımız; partimizi gelecekte zora sokacak ifadelerden kaçındığımız bir süreci yaşıyoruz.

CHP bazı kongrelerde söylenen sorumsuz laflardan fazlaca çekmiştir. Daha önceki parti içi yarışlardan söylenen bir cümle senelerce başımıza dert kalmıştır. Yarın 6 Kasım günü partinin sırtına yük olacak hiçbir tutum içinde olmam. bu sebeple ben partinin evladıyım. Bu partiyi biz gençleştirmek, birleştirmek ve iktidar yapmak için yola çıktık. 6 Kasım günü bu partideki hepimiz bizlere lazım. O yüzden muhalafet edeceğiz, eleştireceğiz fakat hiçbir şekilde partinin sırtına yük olacak ifadelere yer vermeyeceğiz. Tayyip Erdoğan’ın eleştirilecek bu kadar şeyi varken AKP’nin eleştirilecek bu kadar şeyi varken, muhalefete karşıcılık eden anlayışı da reddediyoruz. karşıcılık birbiriyle uğraşmamalıdır.

“MUHALEFETE karşıcılık EDEN ANLAYIŞI DA REDDEDİYORUZ”

karşıcılık kendi içindeki değişimini, dönüşümünü tamamlar, tartışmalarını bitirir kongreden sonrasında iktidara karşıcılık eder. Biz 4 Kasım günü yaşanacak büyük, coşkulu, heyecanlı, yapıcı ve güçlendirici kurultaydan birleşerek çıkacağız. Sayın genel başkanımız, önceki genel başkanımız sıfatıyla görmesi gereksinim duyulan saygıyı görecek. CHP bizim, ‘değişimin yüzyılı, yüzyılın değişimi’ diyerek iyi mi bir değişim öngördüğümüzü paylaştığımız 60 sayfalık tutum belgemizde yazdığı şeklinde partinin bugünkü sorunlarını iyi mi çözeceğimizi, iyi mi iktidar olacağımızı, önümüzdeki süreçte Türkiye’de temel meselelere iyi mi yaklaşacağımızı yazılı olarak ifade ettik.

O güne kadar ‘değişimden ne anlamalıyız, altını iyi mi dolduracaklar’ diyenlerin bu soruları bıraktığını görüyoruz. ‘CHP’de değişim hangi kadrolarla yapılacak, eskilerle mi değişecek’ sorusunun iki tane yanıtı var. CHP’de önceki dönemlerde vazife ve mesuliyet üstlenmiş arkadaşlarımızdan genel başkanımızın yanında olanlar var, bizim bu tarafta olanlar var. Arada bir fark var. Genel başkanın yanında olan büyüklerimiz ‘genel başkan devam biz devam’ diyorlar. Bizim bu tarafta ‘ben devam’ diyen kimse yok. ‘Gençlerle devam, yeni kadrolarla devam. Değişime, dönüşüme devam, partinin rotası iktidar olmalı, değişim bizlerden başlamalı’ diyorlar.

“ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE CHP’NİN DİNAMİK, GENÇ, ETKİN, YETKİN KADROLARINI GÖRECEKSİNİZ”

Önümüzdeki süreçte CHP’nin dinamik, genç, etkin, yetkin kadrolarını görmüş olacaksınız. sadece orada bir; yeni adlar görmüş olacaksınız, iki; örgütün ta kendisini görmüş olacaksınız. Adıyaman’dan parti meclisine bakılınca oradan sağdan, soldan koşup gelenler, numune olarak seçilenler değil, kendi evlatlarınızı görmüş olacaksınız. Biz örgütün odak olduğu, ilçe başkanının ilçesinde, il başkanının ilde ve parti meclisinin, MYK’nın tüm Türkiye’de bilinir, görünür, etkin ve yetkin olduğu bir süreci işletmek ve CHP’deki siyasal figür sayısını çoğaltmak durumundayız. Tutum belgemiz dünyadaki sol rüzgarları gören, sol iyi mi başarıyor ve ne zaman kaybediyoru gören, Türkiye’deki geçmiş süreçleri gören ve bundan sonrasında Türkiye’deki 1970’lerdeki CHP’nin yarattığı büyük değişim, gençleşme sürecinin bir benzerini 2023 senesinde cumhuriyetin yüzüncü senesinde gerçekleştirmeyi hedef almış bir kadro hareketidir.

1957 senesinde Ecevit, İsmet Paşa’nın milletvekilidir ve 15 yıl süresince İsmet İnönü’nün milletvekili, İsmet İnönü’nün bakanı, İsmet İnönü’nün genel sekreteridir, 1972 senesinde da Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkan adayıdır. İsmet paşayla yolları ayırdığı kurultaydan sonrasında CHP bir kadro hareketi olarak yeniliği ve yeni kadroların iktidar umudunu temsil etmiş, 1970’lerde yapılmış dört seçimin hepsinden birinci çıkmıştır. mühim olan dünyadaki rüzgarı ve Türkiye’ye bunun uyarlanmasını doğru yakalamaktır. Bugün ‘CHP’ye oy verdiğimde ne olur’ sorusunun cevabı ‘ittifak ortaklarıyla 50 artı 1 olur seçimi kazanır’ olsaydı esasen bunu başaracaktık. CHP kendi büyümelidir. 25’i 30-35 yaptığınızda artık seçim geçesi eliniz kalbinizde saat 9 olsun sonuçlar açıklansın diye beklemek değil; kazandığınız seçimin duyuru edilmesini beklemek durumundasınız.

“ALTI OKU TARİHSEL HAKLILIĞIYLA BENİMSİYORUZ. OLGUSAL TUTARLILIĞIYLA SAHİPLENİYORUZ”

AKP ve MHP haricinde tüm herkesi birleştirip 50 artı 1 olmaya uğraşmak yerine; güçlü bir toplumsal demokrat parti olarak bir kaç ittifak ortağıyla başarmak mümkünken bugün herkesi bir arada tutmak ve fazlaca güçlü, birbiriyle uyumsuz olabilecek tüm seçmen gruplarından tüm partileri bir araya getirerek yürümeye çalışmanın yükü CHP’nin kendini tekrardan tanımlamasıyla aşılabilecek bir durumdur. Tayyip Erdoğan aklına geldiği yerden bu ülkeyi bölüyor. Kendine büyük parçayı alıyor sizi kimlik siyasetinde mahkum etmiş olduğu yerde ittifaklar kurmaya zorluyor. Oysa sol, toplumsal demokrat partinin yapacağı iş dikine kesen bu siyaseti ve bu siyasetçiyi geride bırakmaktır. Tayyip Erdoğan ile onun tarif etmiş olduğu oyun kurallarıyla savaşım etmek yerine onun asla bilmediği bizim de dünyadaki siyasal akrabalarımızın en iyi bilmiş olduğu işi yapacağız. Bunu yaparken AKP’linin de, MHP’linin de HDP’linin de, İYİ Partilinin de dışarıda kalanın da oy kullanmayanın da; yoksuluna, emekçisine, güvencesizine birlikte dokunabilecek sol, toplumsal demokrat siyaseti, özgürlükçü siyaseti, özgüvenli siyaseti yapmak boynumuzun borcu.

“DÜNYADAKİ ‘SOL’ İLE ‘toplumsal DEMOKRASİ’ İLE CHP’NİN ALTI OKUNU ASLA VE ASLA BİRBİRİNE FEDA YA DA TERCİH ETMEK ZORUNDA DEĞİLİZ”

Dünyadaki ‘sol’ ile ‘toplumsal demokrasi’ ile CHP’nin altı okunu asla ve asla birbirine feda ya da tercih etmek zorunda değiliz. Altı oku tarihsel haklılığıyla benimsiyoruz. Olgusal tutarlılığıyla sahipleniyoruz. Bugünün problemlerine aşındırmadan geliştirecek şekilde altı okumuzu tekrardan siyasetin ana öznesi yapmak durumundayız. Laiklik kavramından utanmayan, çekinmeyen, geri durmayan, devletçiliği terk edilmesi değil; devletin günü vardığında günü geldiği yere destek vermesi noktasında bir yaklaşım olarak gören, halkçılığı ümmetten millete geçmiş olan cumhuriyetin esas gücü olarak gören ve tek adam rejimi yerine saltanat yerine getirilmiş cumhuriyetçiliğe sahiplenen, her gün değişmenin her an değişmenin gereğiyle devrimciliği benimseyen bir yaklaşım içinde olmanın; bugün CHP’nin en temel meselelerinden bir tanesi bulunduğunu görmek lazım.

“ENDÜSTRİ 4.0’A KARŞI EMEK 4.0’LA TALEP EDECEK PARTİNİN ADI CHP’DİR”

İnsanlar soruylar, ‘CHP öteki partilerden değişik olarak benim hayatımda neyi değiştirecek?’ mesela bugün tüm dünya gelişen teknolojiyi, sanayi 4.0’ı, elektriksiz, ışıksız fabrikaları tartışıp yapay zekanın iş enerjisini iyi mi düşüreceğini konuşuyor. Bu verimlilik artışından kar doğacak, bu kar patronların olacak garibanlar daha gariban, işsizler daha işi olmayan olacak. o şekilde yağma yok. Ortada sol parti yoksa bu şekilde olur. Eğer olsaydı 1970’lerde de işçi sınıfı ne sendikalaşabilirdi ne emeklilik hakkını alabilirdi ne kıdem tazminatını alabilirdi. Bugün artan verimlilikten ve kardan emeğin payını sanayi 4.0’a karşı emek 4.0’la talep edecek partinin adı CHP’dir. Dünyadaki tüm sol partiler şeklinde. Haftada 5 gün değil 4 gün çalışmanın, günde 8 saat değil, 5,5 saat çalışmanın, asgari ücretin artırılmasının ve emek harcama günleri daraltılarak başka insanlara iş gücü yaratılması mücadelesinin Türkiye’de temsilcisi olmak durumundayız.

80 öncesi 4 işçiden 3’ünün grevli, toplu sözleşmeli sendikal hakları varken; bugün yüzde 15’e düşmesinin bunun da yüzde 10’unun kamu işçileri, yüzde 4,5’inin emekte örgütlenmiş sendika bulunduğunu görmek durumundayız. Bugünkü baskıyı, bugünkü sömürüyü görmek, Türkiye’deki artı değerden emeğin hakkını ne olursa olsun talep etmek durumundayız. Beyaz yakalıları, gri yakalılar, mavi yakalıları; işçisini, ara elemanını ve mühendisin bugün emeğinin sömürüldüğünü görmeliyiz. Bugün avukatlar 12 bin liraya çalıştırılıyor. bu sebeple her yerde her mesleğin fazlası var. Bu mevzuda CHP’nin söyleyecek sözü, ortaya koyacağı projesi vardır. Bugün tarihin en büyük yaşam pahalılığı zamları yapılırken sokaklara milyonlar niye dökülmemektedir? Her akşam mazota 2 lira zam gelirken, çiftçileri sokağa dökmeyen bir toplumsal demokrat parti olmaz. Gübre bu fiyat olduğunda buna büyük ziraatçi eylemleri yapmayan bir toplumsal demokrat parti olmaz.

“SOKAKTAN ÇEKİNMEDEN, MEYDANDAN ÇEKİLMEDEN, EYLEMDEN ÇEKİNMEDEN HAREKET ETMEK LAZIMDIR”

Emekli maaşı ayın 15’inde bitiyorsa bu emeklileri örgütlemeyen bir toplumsal demokrat parti olmaz. Sokaktan çekinmeden, meydandan çekilmeden, eylemden çekinmeden hareket etmek lazımdır. Bir kanun çıkarıyorlar Adıyaman’daki tütün üreticisine hapishane yolu açıyorlar. Ne zaman tütün üreticisi sokağa çıkıyor, yolu kapatıyor, ne zaman fiil yapıyor o zaman netice alıyor, ertelenme alıyor. onlarca kez bu burada yaşandı. CHP sokağı örgütlemek durumundadır. CHP direnci çoğaltmak durumundadır. CHP yoksulla, işsizle, ciro yapamayan vergi yükü altında ezilen esnafla, çiftçiyle, hayvancıyla birlikte sokakta mücadelede olmak durumundadır. Bunu yaptığında CHP umut olmaktadır. CHP, ‘ayıp olmasın, yanlış anlaşılmasın, sağcıların gücüne gitmesin, bizi anarşik sanmasınlar’ deyip sokaktan geriye çekildiğinde, mahcubiyete düştüğünde, ‘sağın söylemiyle sağcılardan oy alırım’ söylediğinde yenik olmaktadır.

“BEN KENDİ KİMLİĞİMİZİ VADEDİYORUM”

Ben kendi kimliğimizi vadediyorum. Ben savaşım vadediyorum. Ben terleyen, koşturan bir genel başkan ve onunla birlikte koşacak yeni bir örgütlenme yapısı vadediyorum. Ben sokaklardaki mücadeleye güç veren bir genel başkanlık ve bir parti örgütlenmesi vadediyorum. Ben önceki genel başkanımızın fazlaca denemiş olduğu kanaat önderleri yaklaşımına saygı duyuyorum fakat solcularla görüşmeyelim, sağcılarla görüşelim. Beni solculara götürmeyin yaklaşımının kamuoyunda solculuğun terk edilmesi gereksinim duyulan, toplumsal demokrasinin utanılması gereksinim duyulan, toplumsal demokratların uzak durulması gereksinim duyulan kişiler ve bir anlayış şeklinde algılatılmasına da isyan ediyorum. toplumsal demokratları birleştiren harç vatan, millet, bayrak ve Mustafa Kemal Atatürk sevgisidir. Bu kadar iyi niyetli bu kadar kaybedeceğini bilerek CHP’li olmanın kazanamamak bulunduğunu seçimlerde değil, tayinde yitirmek, mülakatta yitirmek, iş hayatında yitirmek bulunduğunu bile bile bu partiye sahiplenen yüce gönüllü, partisini ve ülkesini seven insanlara sahiplenmek, onlardan çekinmemek, onlarla birlikte olmak, onları tüm Türkiye’ye övünerek ve kıvançla göstermek, onların sayılarını çoğaltmak suretiyle bir politika yapmak lazımdır.

“SOKAĞIN SESİ BİR DEĞİŞİM OLMALIDIR SESİDİR”

CHP’liler partilerinden çekinecek, utanacak kişiler değildir. Onlar güçlü, iradeli, yürekli kişilerdir. Önümüzdeki kurultayda da delegelerimizin sokaktaki sesi duyacaklarına inanıyorum. Sokağın sesi bir değişim olmalıdır sesidir. Sokağın sesi değişim eğer olmazsa millet sandığa gitmeyecek söylentilerinin CHP’lileri tedirgin etmiş olduğu bir sestir. Sokağın sesi, ‘bundan sonrasında ben oy kullanmam’ diyen 20 yaşındaki gençleri tekrardan sandığa getirmek için bir umut bulmamız gerektirme ettiğini tekrardan eden sestir. Biz bu umut olmak için yoldayız. Biz bunu başarmak için yoldayız. Biz asla kimseye haksızlık etmek için değil; hakkımız olanı artık almak için yoldayız. Bundan sonraki süreçte hep birlikte bunu başaracağımıza inancımız tamdır.”

Cumhuriyet Halk Partisi Özgür hususi Adıyaman Türkiye Güncel Haberler

CHP’li 11 büyükşehir belediyesinin AK Parti grup başkanvekilleri Ankara’da bir araya geldi


CHP’li 11 büyükşehir belediyesinin AK Parti grup başkanvekilleri Ankara‘da bir araya geldi

ANKARA – Cumhuriyet Halk Partili 11 büyükşehir belediyesinin AK Parti grup başkanvekilleri Ankara‘da bir araya geldi.

İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Aydın, Eskişehir, Mersin, Muğla, Tekirdağ ve Hatay Büyükşehir belediyelerinin AK Parti grup başkanvekilleri AK Parti Genel Merkezinde basın toplantısı gerçekleştirmiş oldu.

görüşmede okunan ortak metin öncesi açıklamalarda bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Tevfik Göksu, gerçekleri ifade etmeye çalıştıklarını dile getirerek, “Bu organizasyonlarda bilhassa İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve öteki belediyelerin kimi zaman bir araya gelmiş olarak devamlı bir acziyet deklarasyonları yayınlamaları sebebiyle ve açıklamalarında da aslına bakarsak bir şeyler yapmak istediklerini fakat engellendiklerini ifade ederek, devamlı bir acziyet deklarasyonuyla dört yıla yakın bir süreyi geride bırakan büyükşehir belediyelerinin söylemiş olduklarını yalan rüzgarlarına karşı her ay bir şehrimizde bu hakikatleri ifade etmeye çalışıyoruz. İzmir, Adana ve Tekirdağ’dan sonrasında bugün de Ankara’dayız” diye konuştu.

“tamamımız iyi biliriz ki ateş suyla, yalan da hakikatle kapanır”

Belediyecilikte dört senenin oldukca kıymetli bir zaman dilimi olduğuna vurgu icra eden Göksu, “Yeni seçilen bir belediye başkanı için 1. yıl planlama, proje yapma süreci kabul edebilirsiniz. fakat geriye kalan üç yıla yakın dönem artık projelerin ve gerçeklerin yaşam bulmuş olduğu ve seçimde vadettiklerinizin karşılık bulmuş olduğu bir süreci ihtiva eder. 11 büyükşehir belediyesi kamuoyuna kendi projeleri ile çıkıp kendi projelerini tartıştıramadıkları için kendilerini bir idrak operasyonuyla ve beceriksizliklerini de bir yalan rüzgarıyla kapatmak istiyorlar. zira şehirlerine söyleyecekleri, vadettikleriyle ilgili bir cümle olmadığı için başka bir bahanenin arkasına sığınarak kendi gerçeklerini yalan rüzgarıyla ve kendi hakikatlerini de algıyla kapatmak istiyorlar. tamamımız iyi biliriz ki ateş suyla, yalan da hakikatle kapanır. biz de bu hakikatleri ifade edeceğiz ve etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Cumhuriyet AK Parti Ankara politika Haberler

CHP’li Altay’dan Bakan Nebati’ye: “Kur Korumalı Mevduatı Desteklemek Vatanseverlik İse Ben yurtsever Değilim Kardeşim”


CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, gömü ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kur korumalı mevduat eleştirisine karşı “vatanseverlikten uzak” sözlerine tepki gösterdi. Altay, “Kur korumalı mevduatı desteklemek vatanseverlik ise ben yurtsever değilim kardeşim. bu biçim bir vaka olabilir mi? Sayın Nebati! Vatanseverlik, bankaların karını yüzde 400 arttırıp; esnafı, ziraatçıyı, küçük esnafı batırmak asla değildir. Vatanseverlik, Türk parasını dolar karşısında yerlerde süründürmek asla değildir” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Engin Altay’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

“ÇAY ÜRETİCİSİ DERTLİ: Ankara’da da yağmurlar bitti. fakat Ankara’ya dert yağmurları yağmaya devam ediyor. Tayyip Bey’in memleketi Rize’den de dert yağmurları Ankara’ya sağanak şeklinde düşüyor. Çay üreticisi genel olarak oldukça dertli. Orada averaj 25 bin aile var. Hemşin’den beni ender Şen aradı, ‘adımını da verebilirsin, derdimiz şu, biz organik çay üretiyoruz. Fakat bu organik çay üreticileri olarak bizim çayımızın yarısı fabrikalarda, beceriksiz, yönetimden, yetersiz personelden dolayı çürütüyor, ‘biz 25 bin aileyiz ve fiyat belli haziranda organik çayı teslim ettik, temmuzun sonunda bizim hesabımıza bir para yattı. Paranın ne olduğu belli değil, organik çayın fiyatını bilmiyoruz, geçen yıl bu şekilde olmadı, temmuzun ortasında fiyat belli oldu, şimdi yatan bir para var bu ön ödeme mıdır, ön ödeme midir ne olduğu belli değil, satılan çayın karşılığı asla değil.’ Tayyip Bey Rizelilere bir kıyak yap. Kıyak da yapma. Adil ol, adaletli ol. ender Şen’den gelen bu feryada yanıt ver. Bu kontenjanı kaldır. esasen oldukça kıymetli olan organik çayı da çürütme.

KILIÇDAROĞLU ORTAYA KOYUYOR, AK PARTİ ‘BİZ esasen o şekilde YAPACAKTIK’ DİYOR: Bay Kemal’in öngörüsü ve talebi oldukça geç de olsa yerine geliyor. Bir öngörü ve talep daha karşılanacak şeklinde duruyor. 6 senedir Bay Kemal, dilinde tüy bitti, diyor ki; ‘askeri hastaneler ayrı bir iştir, Güneydoğu’da sıcak çatışmalar var, orada yaralanan çocuklarımız var, kurşun yarası, şarapnel yarası, el yapımı patlayıcılarla yaralanan çocuklar var, devlet hastanesindeki doktorlar bu mevzuda bu görevin gerektirdiği imkanlara tecrübeye haiz değil, askeri hastaneleri kapatmak yanlış.’ Bay Kemal’in dilinde tüy bitti. oldukça şükür dün ulusal müdafa Bakanı bir açıklama yapmış.

Daha geçen hafta Bay Kemal dedi ki, ‘GATA’yı açıp şanlı ordumuza teslim edeceğiz.’ yalnız GATA değil, Bilkent’te dünyanın en iyi rehabilitasyon merkezi var. Gazi, yaralı askerlerimiz için yapılmış oldu. Ayağı kopan var, ayağına şarapnel girip çıkan var. Askeri hastaneler dünyanın her yerinde var. Ayrı bir alan, ayrı bir uzmanlık. Nihayet ulusal müdafa Bakanı ‘talep, talep ve gereksinimlerimizi ilettik, Cumhurbaşkanımızın iradesi var, açacağız’ mealinde bir açıklamayı oldukça şükür yapmış. gene haklı çıktı ve bu hatadan geç de olsa dönülüyor olması bu şekilde bir iradenin ulusal müdafa Bakanı tarafınca ortaya koyuluyor olmasını memnuniyetle de karşılıyoruz.

Bakanlar açıklama üzerine açıklama yapıyorlar. Kılıçdaroğlu tavsiye, tespit, çözüm ortaya koyuyor. AK Parti diyor ki ‘biz esasen o şekilde yapacaktık.’ Yapma ya?

NEBATİ BUGÜN HABERLERİ BİR İZLE MİLLET SİGORTASI ÖDEYEMİYOR : Nureddin Nebati, Kılıçdaroğlu sizi dinlemiyor da senin reisin diyordu ya hani ‘aldığın nefese kadar seni izliyorum’ diye. Tam olarak olan bu. fakat Kılıçdaroğlu’nun önerilerini sizin gecikmeli olarak, noksan olarak yerine getirmenizden de bir şikayetimiz yok. ÖTV arttırmaktan bahsediyor. Nebati bugün haberleri bir izle millet mecburi trafik sigortasını ödeyemez hale gelmiş. 10 yaşındaki arabanın mecburi trafik sigortası 2000 lira olmuş. Beyefendi ÖTV arttırmaktan bahsediyor. Bakanları ayrıca bir şirinlik, şirinleşme modası aldı başını gidiyor.

SAYIN BAKAN BU yurttaş HANGİ ANI NASIL YAŞASIN: Maliye Bakanımız müzikli klip yapmış. oldukça güzel. Millet kan ağlıyor. Maliye Bakanı neredeyse zil takıp oynatacak bir müzikli klip yapmış. sıhhat Bakanımız da anı yaşa diye bir tweet atmış, İngilizce yazmış doğal olarak bunu. ya anı yaşayalım da yaşayacak hal kalmadı. Söylüyorum, Çankaya’daki oturan hastaya Haymana’da buluşma veriyorsun. Sayın Bakan bu yurttaş hangi anı iyi mi yaşasın? Şirinlik yapma yarışından vazgeçsinler. Millete birazcık hizmet edebilmenin yolunu arasınlar. Milletin yaşamını rahatlatmanın yolunu ve çözümünü üretsinler.

ekonomi emirle yönetilmeye çalışılıyor. emirle batırılan ekonomi, emirle ayağa kalkmaz Erdoğan. Bu ekonomiyi sen, akşam yattın rüya gördün, sabah hayata geçirdin. Faiz sebep enflasyon netice kehanetini hiçbir ekonomik bilimsel verisi yanı olmayan karşılığı olmayan bir kehaneti hayata geçireceğim diye, Türkiye ekonomisini batırdı. ve şimdi bunu emirle düzeltme peşindesin.

TARIM KREDİ MARKETLERİN ÖNÜNDEKİ KUYRUKLARINDAN ZEVK Mİ ALACAKSIN: Ete yüzde 35 indirim yapılacak, nerede yapılacak, ziraat Kredi birleşke marketlerinde. Kimse hayır demez. Hatırlayalım, ne vardı? Tanzim satış kuyrukları açtılar, çadırlar kurdular. Millete çadırlarının önünde ucuz domates ve soğan kuyruğuna soktular. Şimdi şu mu olacak? Türkiye’deki tüm marketlerin yüzde 1’i bile birçok yerde de olmayan ziraat kredi kooperatifi marketleri üstünden ette bir indirim mi elde etmiş olacağız? ziraat kredi marketlerin önündeki kuyruklarından zevk mi alacaksın? Bunu yapma demem. Bunu yapacağına besleneceği üreticiyi, ziraatçıyı üretim aşamasında desteklersen daha iyi olmaz mı? bu şekilde destekten anladıkları şu; zenginsen, devlet seni destek sunar, Erdoğan senin işlerini kolaylaştırır, zenginliğine zenginlik katmak için her şey yapılır.

GEÇEN yıl 33 MİLYAR KAR EDEN BANKA BU yıl 169 MİLYAR KAR EDİYOR: Tıpkı kur korumalı mevduatta olduğu şeklinde. Birileri zenginleşti ve kur korumalı mevduatla zenginlere denildi ki ‘sizin zenginliğimizi sürdüreceğiz, ‘döviz artar’, merak etme senin paran korunacak.’ Zenginin parası korunuyor… Bankaların karı patladı. yurttaş sorun yaşıyor, hepimiz mağdur. Bankalar geçtiğimiz 6 ay ne kazanmış biliyor musunuz? 2021’in ocak ile haziran ayı içinde bankaların karı ne kadar biliyor musunuz? tüm bankaların karı 33 milyar. Peki bu yıl ne olmuş? 2022’nin 6 ayında 169 milyar kar etmiş. Banka zararına çalışmaz tamam da yüzde 400 kar etmiş. iyi mi olacak bu? Geçen yıl 33 milyar kar eden banka bu yıl 169 milyar kar ediyor.

KUR KORUMALI MEVDUATI DESTEKLEMEK VATANSEVERLİK İSE BEN yurtsever DEĞİLİM: Kur Korumalı Mevduat’a para yatıran zenginlere devletimiz, vergi indirimi dahil, 57 milyar para ödemiş yeni parayla, eski parayla katrilyon. Ondan sonrasında da Bay Kemal ‘ziraatçi, ekmek, işyar, öğrenci, emekli, mazot, devlet, liyakat, hakkaniyet’ diyince Sayın Nebati ‘kur korumalı mevduata karşı çıkmak vatanseverlikten uzak bir yaklaşım’ demek şeklinde bir gaf içine giriyor. Kur korumalı mevduatı desteklemek vatanseverlik ise ben yurtsever değilim kardeşim. bu biçim bir vaka olabilir mi? Zenginin servetini korumak için fakirden alıp zengine vermek vatanseverlikse, ben yurtsever olmam. Bana ne zenginden. 85 milyon ekonomik sorun yaşıyor beyefendi. Türkiye’de 500 bin aile hayatından memnun, geri kalan 22 milyon aile, inim inim inliyor, senin yanlış ekonomi politikalarından. Vatanseverlik 85 milyonu düşünmektir. Sayın Nebati vatanseverlik bankaların karını yüzde 400 arttırıp esnafı, ziraatçıyı, küçük esnafı batırmak asla değildir. Vatanseverlik, Türk parasını dolar karşısında yerlerde süründürmek asla değildir. Bunun da altını çizelim.

YA SENİN BUNLARDAN HABERİN YOK YA DA MİLLETLE DALGA GEÇİYORSUN: ayrıca beyefendi büyük ekonomi profesörü Erdoğan tüm olarak söylediğini söyleyip şu şekilde bir söz etmiş. ‘ekonomi programımızın ne kadar doğru bulunduğunu, yaşanmış olan her gelişmeyle görülüyor.’ Ne doğruluğu bu ya? örnek olarak sorun yok olsa bu şekilde bir söz edilmez. Şimdi Erdoğan’a buradan soruyorum. Hani bir Merkez Bankası var. aslen özerk olması gereksinim duyulan fakat senin 6 ayda bir başkanı değiştirdiğin. Herhalde Erdoğan’ın şu üç husustan haberi yok. Olsa bu şekilde bir söz edilmez. Merkez Bankası yıl sonu beklentileri var. Bu yıl sonu itibariyle dolar kuru beklentisi 19.65 oldu Erdoğan. Dolar kuru daha da yükselecek. ‘Dolar daha da artacak’ dedi; Erdoğan, ‘her şey oldukça iyi’ diyor. Yıl sonu tüfe beklentisini senin Merkez Bankan 70 buçuğa çıkardı. ‘Cari açık düşecek’ diyordunuz. Cari açık senenin ilk 6 ayında yüzde 142 artmış.”

Cumhuriyet Halk Partisi Kemal Kılıçdaroğlu Maliye Güncel Haberler