HKP’den deli asgari ücret önerisi: 25 bin 400 liranın altına düşmemeli


Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) üyeleri, bugün emek verme ve toplumsal Güvenlik Bakanlığı önünde 2023 yılı asgari tutarının belirleneceği toplantıyı protesto etti. Protestocular ellerinde “Asgari ücret sefalet tutarı olmasın, insanca yaşanacak ücret istiyoruz”, “Sefalet tutarına Hayır”, “Tencerede AŞ Değil, Dert Pişiyor” yazılı döviz taşıdı.

“HER 4 ÇOCUKTAN BİRİ OKULA AÇ GİDİYOR”

HKP’liler adına basın açıklamasını HKP Ankara İl Yöneticisi Bayram Karkın yapmış oldu. Karkın, şunları söylemiş oldu:

“Her ne kadar teknik olarak adı asgari ücret olsa da asgari olmaktan çıkmış averaj işçi tutarı haline gelmiştir. Asgari ücret civarında ücret alanların sayısı averaj 9,5 milyondur. Dolayısıyla saptanan ücret asgari değil, averaj ücrettir. Asgari ücret neredeyse tüm toplumun tutarı halini almıştır. Halkımız, işsizlik ve pahalılık cehenneminde her gün birazcık daha oldukça yanmaktadır. Bugün besin fiyatlarındaki yüksek artıştan kaynaklı her 4 çocuktan biri okula aç gidiyor. Yetersiz beslenmeden kaynaklı çocuklarda gelişim bozuklukları artmaktadır. Akaryakıt, elektrik, doğalgaz, besin, giyim, vergi ve harçlara özetlemek gerekirse iğneden ipliğe her gün yeni zamlar geliyor. Kiralardaki artış artık düzgüsel geliri olan bir vatandaşı bile oldukça zorlamaktadır. Bu pahalılık cehenneminde emekliler, memurlar, işçiler, öğrenciler inim inim inlemektedir.

“25 BİN 400 LİRANIN ALTINA DÜŞMEMELİDİR”

Halkımız bu acıları çekerken AKP’giller küplerini doldurmaya, iki üç yerden maaş almaya devam ediyor. Öte taraftan Halkımıza tutum tavsiye edenlerin savurganlığı ise dudak uçuklatıyor. Bugün Saray’ın bir günlük harcaması 10 milyon liradır. Kısacası halkımızın açlıktan ölmesi AKP’gillerin umurunda değil. AKP’giller vurgunlarına, soygunlarına, şatafatlı yaşamlarına hız kesmeden devam ediyor. Halkımız her gün daha yoksullaşırken bankaların karları yüzde 400 üzerine çıkıyor. AKP iktidarının uyguladıkları ekonomik politikaları sonucu yoksul daha da yoksullaşırken varlıklı daha da zenginleşiyor. 2023 yılı için belirlenecek asgari ücret dört kişilik bir ailenin asgari geçim endeksinden aşağı olmamalıdır. özetlemek gerekirse yoksulluk sınırı olan 25 bin 400 liranın altına düşmemelidir.”

Halkın Kurtuluş Partisi Asgari Ücret Ankara ekonomi Güncel Haberler



10 Ekim Katliamının Araştırılması Önerisi, TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP Oylarıyla Reddedildi: “Kaos ve Kandan Yeni Bir İktidar Ürettiniz”


Terör örgütü IŞİD’in Ankara’da yapmış olduğu 10 Ekim katliamının araştırılmasına ilişkin önergenin direkt gündeme alınması önerisi, TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi. CHP Ankara Milletvekili Murat emir, 2015 senesinde meydana getirilen iki genel seçim içinde yaşananlara dikkat çekti ve AKP’lilere hitaben, “bilhassa de haziran-kasım içinde Türkiye’yi kaosa sürükleyerek oylarınızı artırma yoluna gittiniz. İktidarınızı, kaybettiğiniz iktidarınızı, bu şekilde gene tahkim etme yoluna gittiniz. Göz yumdunuz; o kaos ve kandan sizler, yeni bir iktidar ürettiniz” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda bugün, HDP’nin 10 Ekim 2015 tarihinde IŞİD’in Ankara Tren Garı’nın önünde düzenlemiş olduğu canlı bomba saldırısının araştırılmasına ilişkin önergesinin direkt gündeme alınması önerisi görüşüldü.

HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, önerge üzerine yapmış olduğu konuşmada şunları söylemiş oldu:

“Bugünlere gelen yola, Ekim 2014’teki ulusal Güvenlik kararları çerçevesinde alınan bir kararla gelinmişti ve o kapsamda 5 Haziran’da Diyarbakır’da, 20 Temmuz’da Suruç’ta -bunların hepsi 2015’te oluyor- 10 Ekim’de Ankara Garı’nda, 20 Ağustos’ta da Antep’te katliamlar yapılmış oldu. doğal bu katliamlarla birlikte bununla birlikte kırım girişimleri de yapılmış oldu. Burada 10 Ekim günü ne oldu? Gaziantep’ten, elini kolunu sallayan bombacılar Ankara’ya, gar önüne kadar girdiler ve orada kendilerini patlattılar. sonrasında ne oldu? doğal ki orada lüzumlu güvenlik önlemlerinin alınmadığını görüyorduk, biliyorduk. Ben de oradaydım, özetlemek gerekirse bunun tanıklarından birisiyim, 10 Ekim 2015’te gar önünde bulunan kişilerden birisiyim.

“AMBULANSLARIN GİRİŞİNİ ENGELLEDİLER”

Ortalıkta herhangi bir güvenlik gücü yokken, polis yokken insanoğlu yaşamını yitirdikten sonrasında, bomba patladıktan sonrasında ansızın güvenlik güçleri sağlıkçılardan, ambulanslardan ilkin oraya intikal ettiler ve ambulansların gelişini engellediler. İlk ambulans, patlamadan 45 dakika sonrasında sadece gelebildi, alana girebildi ve bir taraftan da yaralılara müdahale engellendi, gaz sıkıldı ve tazyikli su sıkılarak ilk yardım imkanları da engellenmiş oldu ve fazlaca sayıda kişinin ölümüne de sebebiyet verildi. Bu vakadan sonrasında, bu kişilerle ilgili, özetlemek gerekirse oradaki lüzumlu güvenlik önlemlerini almayan, haber alma bilgilerine karşın önlem almayanlara karşı herhangi bir soruşturma açılmadı, herhangi bir kovuşturma yapılmadı, herhangi bir dava açılmadı. Hatta şu şekilde acayip bir şey var; Antep Nizip’te, katliamdan 10 gün ilkin fazlaca yüklü oranda amonyum nitrat satın almak isteyen kişi var, bu belirleniyor ve savcılık bununla ilgili soruşturma açıp, araştırma başlatıp bu kişi hakkında Gaziantep güvenlik Genel Müdürlüğü Terörle Şube Müdürü’ne diyor ki ‘Bu kişiyi araştırın’. Kim bu kişi? Yakup Şahin. O gün, Antep’ten Ankara’ya gelen katillere, o bombacılara eskortluk eden araçtaki kişi Yakup Şahin; onları takip eden. fakat ne oluyor? Yakup Şahin’le ilgili herhangi bir araştırma, soruşturma yapılmıyor fakat bu araştırmayı, soruşturmayı yapmayanlarla ilgili de herhangi bir soruşturma, kovuşturma yok. Ne oluyor? kırım esnasında ambulanslar gelmediği için orada, iki tane polis vesilesiyle yaralıları hastaneye taşıyan insanoğlu, kamu aracını gasp etmekten dolayı yargılanıyorlar. özetlemek gerekirse yargılananlar da gene mağdurlar oluyor.

“BABASININ BAŞINDA ANMA icra eden YARGILANIYOR”

öteki taraftan, babasının mezarı başlangıcında anma icra eden, duygusal konuşma icra eden insanoğlu hakaretten, terör propagandasından ve benzeri uyduruk iddialardan aylarca, senelerce mahkemelerde yargılanıyorlar.

Gelinen noktada Ankara Gar katliamı, tarihimizin görmüş olduğu en büyük vahşetlerden bir tanesidir. sadece davaları da takip ediyoruz, bu davalardan da hiçbir umut yok, şu sebeple muntazam bir soruşturma, araştırma ve dava süreci yürütülmüyor. son olarak dava, 7 Ekim’de görüldü. O davaya katıldım ben ve orada, MİT’in tespitlerine nazaran IŞİD’in Türkiye sorumlusu, Türkiye emiri olarak malum kişi Kasım Güler şunu itiraf etti. tanık olarak kendi söylediğiydi mahkemede, dedi ki ‘Biz o dönemde elimizi kolumuzu sallayarak Türkiye’ye giriş-çıkış yapıyorduk. Ben, 4 ya da 5 kere Türkiye’ye giriş-çıkış yaptım. Sınırdaki güvenlik karakoluna yalnız data veriyordum, o data çerçevesinde de Türkiye’ye giriş-çıkış yapıyordum’. Bu kolaylıkla geldi bu katiller ve insanlarımızı katletti.”

CHP Ankara Milletvekili Murat emir ise şu şekilde konuştu:

“Maalesef 10 Ekim Ankara Garı katliamı, bu toprakların ve insanlığın görmüş olduğu en zalim, en kanlı, en alçak saldırıdır. fakat maalesef üstünden 7 yıl geçmiş olmasına karşın biz, Ankara Garı katliamı ve saldırıyla ilgili lüzumlu yüzleşmeyi yapamadık. Hukuki süreç savsatıldı. dostum bahsetti, göstermelik bir mahkeme süreci, sanki birkaç IŞİD’li militan, IŞİD’li katil bu işi planlamış, yapmış benzer halde, gerçek sorumlulara uzanmayan bir hukuki süreç işletildi. Oysa bu katliamı planlayanlar, arkasında duranlar, ona siyasal destek verenler, orada bu bomba tedarik edilirken güvenlik’in bilmesine karşın gereğini yapmayanlar, mülkiye raporlarına geçmiş olduğu benzer halde ‘Bir hücum yapılabilir’ istihbaratı alınmış olmasına karşın önlem almayanlar, adeta bu katiller Ankara’ya eskort eşliğinde gelirken hiçbir şey yapmayanlar suçlular fakat maalesef mahkeme bu biçim şeyleri görmezden geldi, duymazdan geldi.

“YARGILAMANIN GERÇEK SORUMLULARA UZANMASI GEREKİYOR”

Bir katil düşünün. İki kardeş; birisi Suruç katliamındaki bombacı ve bu kişi teknik takip altında, gene ‘Ankara emiri’ dedikleri İlhami Balı’yla devamlı görüşüyor, o da teknik takip altında fakat onlar hakkında hiçbir tape kaydı mahkemeye getirilmedi. Oysa İlhami Balı, firari sanık, 2016’da meğer Konya Cihanbeyli Devlet Hastanesi’nde, aranıyorken her nede olsa tedavi edilmiş. Baktığınız zaman bu kırım, devletin içindeki kirli odakların birilerinin bilgisi, ilgisi ve dikkatsizliği sonucunda gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla biz, bu mahkeme sürecini tamamlanmamış sayıyoruz, tamamlanmamış buluyoruz ve bu yargılamayı göstermelik buluyoruz. bu yüzden yargılamanın kesinlikle gerçek sorunlara ve suçlulara uzanması gerekiyor. fazlaca daha önemlisi dostlar, AKP iktidarı o günlerde IŞİD’e ‘IŞİD’ diyemiyordu ve o günkü dış politikanız, Suriye politikanızın bir gereği olarak da sınırlarımızın kevgire çevrilmesine izin verdiniz. O günkü ‘katil’ diyemediğiniz IŞİD saldırganları, ‘cihatçı, savaşçı’ adı altında istedikleri benzer halde Türkiye’ye girip çıkıyorlardı. Hatta yaralandıklarında Türkiye’de hastanelerde tedavi görüyorlardı.

“KAOS VE KANDAN YENİ BİR İKTİDAR ÜRETTİNİZ”

bilhassa de haziran-kasım içinde Türkiye’yi kaosa sürükleyerek oylarınızı artırma yoluna gittiniz. İktidarınızı, kaybettiğiniz iktidarınızı bu şekilde gene tahkim etme yoluna gittiniz. Göz yumdunuz; o kaos ve kandan sizler, yeni bir iktidar ürettiniz.”

Araştırma önergesinin direkt gündeme alınması önerisi, meydana getirilen oylamada AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.

Milliyetçi Hareket Partisi AK Parti Güncel Haberler