Özgür hususi Adıyaman’da: “tüm Ölçümler CHP’li Üyelerin Yüzde 85 Oranında değişim Talep Ettiğini Söylüyor.


Kamera: DURSUN ALKAYA

CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan talibi Özgür hususi, CHP Adıyaman İl Başkanlığı’nda, “CHP’nin kendi değişimini kendi gençleşmesini kendi dönüşümünü bir an ilkin gerçekleştirmezse toplumda yaratılan umutsuzluğun, toplumdaki kırgınlığın bunun hem mahalli seçimlere hem de partinin tümüne zarar vereceğini görüyorum. Bu mevzuda meydana getirilen tüm ölçümler CHP’li üyelerin yüzde 85 oranında değişim talep ettiğini söylüyor. Bu resmi anket neticelerini çoğumuz görüyoruz. CHP’nin bu değişim talebine karşı durmaması gerekir. değişim sürecini vefalı götürmeliyiz. Sayın genel başkanımızı incitecek, onu üzecek, rencide edecek ifadelerden kaçındığımız; partimizi gelecekte zora sokacak ifadelerden kaçındığımız bir süreci yaşıyoruz” dedi.

CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan talibi Özgür hususi, bugün CHP Adıyaman İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Burada konuşan hususi, şunları söylemiş oldu:

“BU PARTİNİN BAŞINA GEÇMEK İÇİN AVRUPA’DA LOBİ YAPMANIZA, BİRTAKIM BARONLARLA PAZARLIK ETMENİZE GEREK YOK”

“CHP bir kurultay sürecinde ve bu süreci tüm Türkiye dikkatle takip ediyor. Bu CHP açısından övünülecek bir durum. bu sebeple bu partide genel başkana karşı rakip çıkılabiliyor. Bu partide ‘genel başkandan daha iyi yönetirim, ben daha iyisini yaparım’ denilebilmesi bir kabahat değil. Bu partide bu iddiayı ortaya koyabilenlerin gidip kendilerinin başvurdukları yer, birisinden icazet alma yeri değil. Bu partinin başına geçmek için ABD’ya koşturmuyorsunuz. Bu partinin başına geçmek için Avrupa’da lobi yapmanıza, çıkar çevreleriyle konuşmanıza ya da bazı baronlarla pazarlık etmenize gerek yok. Bu partide iddianızı koyacaksanız varacağız yer Adıyaman İl Başkanlığı, Adıyaman’ın delegesi.

Adıyaman’ın delegesi eğer ‘değişim olsun, Özgür hususi kardeşimiz geçmişte yapmış olduğu görevlerle bundan sonrasında iyi mi yapacağını belirttiği tutum belgesiyle benim kanaatime gore partimi iyi yönetir’ derse ben yönetirim. Yok, üyemiz, delegemiz başka bir karar verirse bu da başımızın üzerindedir. Cumhuriyet Halk Partisi, hakkaniyet ve Kalkınma Partisi şeklinde bir avukat bürosunda, bir rezidansın üst katlarında kurulmuş bir parti olmadığından, Cumhuriyet Halk Partisi cenk meydanlarında kurulmuş bir parti olduğundan, CHP asla kimseye değil, milletin kendisine borçludur. tüm süreçleri en doğru şekilde yürütmek durumundadır.

“SON 5 SEÇİMDİR YÜZDE 52’YE 48’LİK İKTİDAR-karşıcılık DENGESİNİ DEĞİŞTİREMEDİK”

Ben CHP’de 8 yıl süresince grup başkanvekilliği görevi yapmış, 11-12 yıl süresince milletvekilliği görevini yapmış bir kardeşiniz olarak 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde partinin başarısı için, ondan önceki 2019 seçimlerindeki Adıyaman’a da gelmiştik. Annemin ilk vazife yeri Besni’de de belediye başkan adayımız için çalışmıştık. Adıyaman merkezde, Gölbaşı’nda İskender başkan için Adıyaman merkezde adayımız için çalışmıştık. Hep birlikte çaba sarfetmiştik. Ben 41 ilde 247 aday tanıtmıştım. O günden sonrasında da 81 ilde 247 ilçemizden, beldelerimizden nereden çağırılsak koştuk gittik, çaba gösterdik. Bundan sonrasında da CHP’de hangi görevde olursak olalım partimizin ve adaylarımızın başarısı için çaba göstereceğiz.

Biz CHP’nin bu seçimde almış olduğu yüzde 52’ye 48’lik sonuçtan memnun değiliz. bu sebeple bu netice 2019 mahalli seçimlerindeki il genel meclisi sonucudur. bu sebeple bu netice 2018’de Muharrem İnce’yi aday gösterdiğimizde aldığımız 52’ye 48’lik iktidar-muhalafet sonucudur. Bu netice referandumun sonucudur, bu netice Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday olduğu seçimdeki iktidar, karşıcılık dengesidir. doğrusu son 5 seçimdir yüzde 52’ye 48’lik iktidar-karşıcılık dengesini değiştiremedik. gene bu seçimde yüzde 25’lik CHP oyunu yüzde 30 yapmayı üzerine taşımayı düşünüyorduk, kazandıracak bir ittifak oluşturmayı düşünüyorduk fakat ittifaka karşın yüzde 25’lik bir netice aldık. Aldığımız sonucu sahiplenen fazlaca. CHP’nin almış olduğu yüzde 25’lik sonucu ittifak ortaklarının kimisi ‘yüzde 7’si benim’ diyor, kimisi, ‘yüzde 5’i benim’ diyor.

“CHP’NİN SIRALARI İTTİFAK ORTAKLARIMIZ TARAFINDAN ALINMIŞ DURUMDA”

Karşı karşıya olduğumuz durum görkemli sıkıntılı bir durum. bu sebeple CHP kendisi yüzde 28-29-30 oy alacağı anketlerde görülüyorken; bu ittifakla bir yüzde 25 oy aldı sadece uzun süre itiraz ettiğimiz, benim onlarca kez söylediğim bir iç hukuk belgesi yazalım, paylaşımı yapacağımız anketin Türkiye’deki büyük anket firmalarının çıkaracağı sonuca gore yapalım, güreşçiler bile mücadeleden ilkin bir kantara çıkıyorlar. Kim kaç kiloysa kilosuna gore alsın, pazarlığa, müzakereye gore alınırsa bizlerden giderse biz bunu anlatamayız, onlarda giderse onlar anlatamazlar fakat en sonunda kavga ederiz dememize karşın işin o tarafı kolay anlayışıyla ilerlendi fakat bugün CHP sıralarından yüzde 30 oy alsaydık 65 milletvekili verilmişti. Bu aldığımız oyla 39 CHP’linin yeri bugün öteki ittifak partilerinde.

Kendi seçim bölgemde oy oranına gore CHP dört çıkarıyorken; ittifakın 5’te kurulması ve orada birleşip fazladan çıkaracağımızın verilmesi gerekirken; CHP’nin payına düşen dördüncünün verildiği örnek tam 39 kere tekrarlanmış durumda Türkiye’de. CHP’nin sıraları ittifak ortaklarımız tarafınca alınmış durumda. Bu da örgütümüzde ciddi bir hastalık ve travma yaratmış durumda. düzgüsel olarak seçim başarısızlıkları olur, daha ilkin de oldu. sadece bir başarısızlığı kabul etmek ve tekrar tekrarlanmaması için ders almak, doğruları tekrarlamak, yanlışları düzeltmek mecburiyetindeyiz. hiçbir şey olmamış şeklinde devam edilmesini korumak için çaba sarfeden arkadaşlarımız ve bu sürecin mahalli seçim sonrasında da devam edecek olmasına yönelik sorun toplumda ciddi tepki yaratıyor.

“YAPILAN tüm ÖLÇÜMLER CHP’Lİ ÜYELERİN YÜZDE 85 ORANINDA DEĞİŞİM TALEP ETTİĞİNİ SÖYLÜYOR”

CHP’nin kendi değişimini kendi gençleşmesini kendi dönüşümünü bir an ilkin gerçekleştirmezse toplumda yaratılan umutsuzluğun, toplumdaki kırgınlığın bunun hem mahalli seçimlere hem de partinin tümüne zarar vereceğini görüyorum. Bu mevzuda meydana getirilen tüm ölçümler CHP’li üyelerin yüzde 85 oranında değişim talep ettiğini söylüyor. Bu resmi anket neticelerini çoğumuz görüyoruz. CHP’nin bu değişim talebine karşı durmaması gerekir. değişim sürecini vefalı götürmeliyiz. Sayın genel başkanımızı incitecek, onu üzecek, rencide edecek ifadelerden kaçındığımız; partimizi gelecekte zora sokacak ifadelerden kaçındığımız bir süreci yaşıyoruz.

CHP bazı kongrelerde söylenen sorumsuz laflardan fazlaca çekmiştir. Daha önceki parti içi yarışlardan söylenen bir cümle senelerce başımıza dert kalmıştır. Yarın 6 Kasım günü partinin sırtına yük olacak hiçbir tutum içinde olmam. bu sebeple ben partinin evladıyım. Bu partiyi biz gençleştirmek, birleştirmek ve iktidar yapmak için yola çıktık. 6 Kasım günü bu partideki hepimiz bizlere lazım. O yüzden muhalafet edeceğiz, eleştireceğiz fakat hiçbir şekilde partinin sırtına yük olacak ifadelere yer vermeyeceğiz. Tayyip Erdoğan’ın eleştirilecek bu kadar şeyi varken AKP’nin eleştirilecek bu kadar şeyi varken, muhalefete karşıcılık eden anlayışı da reddediyoruz. karşıcılık birbiriyle uğraşmamalıdır.

“MUHALEFETE karşıcılık EDEN ANLAYIŞI DA REDDEDİYORUZ”

karşıcılık kendi içindeki değişimini, dönüşümünü tamamlar, tartışmalarını bitirir kongreden sonrasında iktidara karşıcılık eder. Biz 4 Kasım günü yaşanacak büyük, coşkulu, heyecanlı, yapıcı ve güçlendirici kurultaydan birleşerek çıkacağız. Sayın genel başkanımız, önceki genel başkanımız sıfatıyla görmesi gereksinim duyulan saygıyı görecek. CHP bizim, ‘değişimin yüzyılı, yüzyılın değişimi’ diyerek iyi mi bir değişim öngördüğümüzü paylaştığımız 60 sayfalık tutum belgemizde yazdığı şeklinde partinin bugünkü sorunlarını iyi mi çözeceğimizi, iyi mi iktidar olacağımızı, önümüzdeki süreçte Türkiye’de temel meselelere iyi mi yaklaşacağımızı yazılı olarak ifade ettik.

O güne kadar ‘değişimden ne anlamalıyız, altını iyi mi dolduracaklar’ diyenlerin bu soruları bıraktığını görüyoruz. ‘CHP’de değişim hangi kadrolarla yapılacak, eskilerle mi değişecek’ sorusunun iki tane yanıtı var. CHP’de önceki dönemlerde vazife ve mesuliyet üstlenmiş arkadaşlarımızdan genel başkanımızın yanında olanlar var, bizim bu tarafta olanlar var. Arada bir fark var. Genel başkanın yanında olan büyüklerimiz ‘genel başkan devam biz devam’ diyorlar. Bizim bu tarafta ‘ben devam’ diyen kimse yok. ‘Gençlerle devam, yeni kadrolarla devam. Değişime, dönüşüme devam, partinin rotası iktidar olmalı, değişim bizlerden başlamalı’ diyorlar.

“ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE CHP’NİN DİNAMİK, GENÇ, ETKİN, YETKİN KADROLARINI GÖRECEKSİNİZ”

Önümüzdeki süreçte CHP’nin dinamik, genç, etkin, yetkin kadrolarını görmüş olacaksınız. sadece orada bir; yeni adlar görmüş olacaksınız, iki; örgütün ta kendisini görmüş olacaksınız. Adıyaman’dan parti meclisine bakılınca oradan sağdan, soldan koşup gelenler, numune olarak seçilenler değil, kendi evlatlarınızı görmüş olacaksınız. Biz örgütün odak olduğu, ilçe başkanının ilçesinde, il başkanının ilde ve parti meclisinin, MYK’nın tüm Türkiye’de bilinir, görünür, etkin ve yetkin olduğu bir süreci işletmek ve CHP’deki siyasal figür sayısını çoğaltmak durumundayız. Tutum belgemiz dünyadaki sol rüzgarları gören, sol iyi mi başarıyor ve ne zaman kaybediyoru gören, Türkiye’deki geçmiş süreçleri gören ve bundan sonrasında Türkiye’deki 1970’lerdeki CHP’nin yarattığı büyük değişim, gençleşme sürecinin bir benzerini 2023 senesinde cumhuriyetin yüzüncü senesinde gerçekleştirmeyi hedef almış bir kadro hareketidir.

1957 senesinde Ecevit, İsmet Paşa’nın milletvekilidir ve 15 yıl süresince İsmet İnönü’nün milletvekili, İsmet İnönü’nün bakanı, İsmet İnönü’nün genel sekreteridir, 1972 senesinde da Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkan adayıdır. İsmet paşayla yolları ayırdığı kurultaydan sonrasında CHP bir kadro hareketi olarak yeniliği ve yeni kadroların iktidar umudunu temsil etmiş, 1970’lerde yapılmış dört seçimin hepsinden birinci çıkmıştır. mühim olan dünyadaki rüzgarı ve Türkiye’ye bunun uyarlanmasını doğru yakalamaktır. Bugün ‘CHP’ye oy verdiğimde ne olur’ sorusunun cevabı ‘ittifak ortaklarıyla 50 artı 1 olur seçimi kazanır’ olsaydı esasen bunu başaracaktık. CHP kendi büyümelidir. 25’i 30-35 yaptığınızda artık seçim geçesi eliniz kalbinizde saat 9 olsun sonuçlar açıklansın diye beklemek değil; kazandığınız seçimin duyuru edilmesini beklemek durumundasınız.

“ALTI OKU TARİHSEL HAKLILIĞIYLA BENİMSİYORUZ. OLGUSAL TUTARLILIĞIYLA SAHİPLENİYORUZ”

AKP ve MHP haricinde tüm herkesi birleştirip 50 artı 1 olmaya uğraşmak yerine; güçlü bir toplumsal demokrat parti olarak bir kaç ittifak ortağıyla başarmak mümkünken bugün herkesi bir arada tutmak ve fazlaca güçlü, birbiriyle uyumsuz olabilecek tüm seçmen gruplarından tüm partileri bir araya getirerek yürümeye çalışmanın yükü CHP’nin kendini tekrardan tanımlamasıyla aşılabilecek bir durumdur. Tayyip Erdoğan aklına geldiği yerden bu ülkeyi bölüyor. Kendine büyük parçayı alıyor sizi kimlik siyasetinde mahkum etmiş olduğu yerde ittifaklar kurmaya zorluyor. Oysa sol, toplumsal demokrat partinin yapacağı iş dikine kesen bu siyaseti ve bu siyasetçiyi geride bırakmaktır. Tayyip Erdoğan ile onun tarif etmiş olduğu oyun kurallarıyla savaşım etmek yerine onun asla bilmediği bizim de dünyadaki siyasal akrabalarımızın en iyi bilmiş olduğu işi yapacağız. Bunu yaparken AKP’linin de, MHP’linin de HDP’linin de, İYİ Partilinin de dışarıda kalanın da oy kullanmayanın da; yoksuluna, emekçisine, güvencesizine birlikte dokunabilecek sol, toplumsal demokrat siyaseti, özgürlükçü siyaseti, özgüvenli siyaseti yapmak boynumuzun borcu.

“DÜNYADAKİ ‘SOL’ İLE ‘toplumsal DEMOKRASİ’ İLE CHP’NİN ALTI OKUNU ASLA VE ASLA BİRBİRİNE FEDA YA DA TERCİH ETMEK ZORUNDA DEĞİLİZ”

Dünyadaki ‘sol’ ile ‘toplumsal demokrasi’ ile CHP’nin altı okunu asla ve asla birbirine feda ya da tercih etmek zorunda değiliz. Altı oku tarihsel haklılığıyla benimsiyoruz. Olgusal tutarlılığıyla sahipleniyoruz. Bugünün problemlerine aşındırmadan geliştirecek şekilde altı okumuzu tekrardan siyasetin ana öznesi yapmak durumundayız. Laiklik kavramından utanmayan, çekinmeyen, geri durmayan, devletçiliği terk edilmesi değil; devletin günü vardığında günü geldiği yere destek vermesi noktasında bir yaklaşım olarak gören, halkçılığı ümmetten millete geçmiş olan cumhuriyetin esas gücü olarak gören ve tek adam rejimi yerine saltanat yerine getirilmiş cumhuriyetçiliğe sahiplenen, her gün değişmenin her an değişmenin gereğiyle devrimciliği benimseyen bir yaklaşım içinde olmanın; bugün CHP’nin en temel meselelerinden bir tanesi bulunduğunu görmek lazım.

“ENDÜSTRİ 4.0’A KARŞI EMEK 4.0’LA TALEP EDECEK PARTİNİN ADI CHP’DİR”

İnsanlar soruylar, ‘CHP öteki partilerden değişik olarak benim hayatımda neyi değiştirecek?’ mesela bugün tüm dünya gelişen teknolojiyi, sanayi 4.0’ı, elektriksiz, ışıksız fabrikaları tartışıp yapay zekanın iş enerjisini iyi mi düşüreceğini konuşuyor. Bu verimlilik artışından kar doğacak, bu kar patronların olacak garibanlar daha gariban, işsizler daha işi olmayan olacak. o şekilde yağma yok. Ortada sol parti yoksa bu şekilde olur. Eğer olsaydı 1970’lerde de işçi sınıfı ne sendikalaşabilirdi ne emeklilik hakkını alabilirdi ne kıdem tazminatını alabilirdi. Bugün artan verimlilikten ve kardan emeğin payını sanayi 4.0’a karşı emek 4.0’la talep edecek partinin adı CHP’dir. Dünyadaki tüm sol partiler şeklinde. Haftada 5 gün değil 4 gün çalışmanın, günde 8 saat değil, 5,5 saat çalışmanın, asgari ücretin artırılmasının ve emek harcama günleri daraltılarak başka insanlara iş gücü yaratılması mücadelesinin Türkiye’de temsilcisi olmak durumundayız.

80 öncesi 4 işçiden 3’ünün grevli, toplu sözleşmeli sendikal hakları varken; bugün yüzde 15’e düşmesinin bunun da yüzde 10’unun kamu işçileri, yüzde 4,5’inin emekte örgütlenmiş sendika bulunduğunu görmek durumundayız. Bugünkü baskıyı, bugünkü sömürüyü görmek, Türkiye’deki artı değerden emeğin hakkını ne olursa olsun talep etmek durumundayız. Beyaz yakalıları, gri yakalılar, mavi yakalıları; işçisini, ara elemanını ve mühendisin bugün emeğinin sömürüldüğünü görmeliyiz. Bugün avukatlar 12 bin liraya çalıştırılıyor. bu sebeple her yerde her mesleğin fazlası var. Bu mevzuda CHP’nin söyleyecek sözü, ortaya koyacağı projesi vardır. Bugün tarihin en büyük yaşam pahalılığı zamları yapılırken sokaklara milyonlar niye dökülmemektedir? Her akşam mazota 2 lira zam gelirken, çiftçileri sokağa dökmeyen bir toplumsal demokrat parti olmaz. Gübre bu fiyat olduğunda buna büyük ziraatçi eylemleri yapmayan bir toplumsal demokrat parti olmaz.

“SOKAKTAN ÇEKİNMEDEN, MEYDANDAN ÇEKİLMEDEN, EYLEMDEN ÇEKİNMEDEN HAREKET ETMEK LAZIMDIR”

Emekli maaşı ayın 15’inde bitiyorsa bu emeklileri örgütlemeyen bir toplumsal demokrat parti olmaz. Sokaktan çekinmeden, meydandan çekilmeden, eylemden çekinmeden hareket etmek lazımdır. Bir kanun çıkarıyorlar Adıyaman’daki tütün üreticisine hapishane yolu açıyorlar. Ne zaman tütün üreticisi sokağa çıkıyor, yolu kapatıyor, ne zaman fiil yapıyor o zaman netice alıyor, ertelenme alıyor. onlarca kez bu burada yaşandı. CHP sokağı örgütlemek durumundadır. CHP direnci çoğaltmak durumundadır. CHP yoksulla, işsizle, ciro yapamayan vergi yükü altında ezilen esnafla, çiftçiyle, hayvancıyla birlikte sokakta mücadelede olmak durumundadır. Bunu yaptığında CHP umut olmaktadır. CHP, ‘ayıp olmasın, yanlış anlaşılmasın, sağcıların gücüne gitmesin, bizi anarşik sanmasınlar’ deyip sokaktan geriye çekildiğinde, mahcubiyete düştüğünde, ‘sağın söylemiyle sağcılardan oy alırım’ söylediğinde yenik olmaktadır.

“BEN KENDİ KİMLİĞİMİZİ VADEDİYORUM”

Ben kendi kimliğimizi vadediyorum. Ben savaşım vadediyorum. Ben terleyen, koşturan bir genel başkan ve onunla birlikte koşacak yeni bir örgütlenme yapısı vadediyorum. Ben sokaklardaki mücadeleye güç veren bir genel başkanlık ve bir parti örgütlenmesi vadediyorum. Ben önceki genel başkanımızın fazlaca denemiş olduğu kanaat önderleri yaklaşımına saygı duyuyorum fakat solcularla görüşmeyelim, sağcılarla görüşelim. Beni solculara götürmeyin yaklaşımının kamuoyunda solculuğun terk edilmesi gereksinim duyulan, toplumsal demokrasinin utanılması gereksinim duyulan, toplumsal demokratların uzak durulması gereksinim duyulan kişiler ve bir anlayış şeklinde algılatılmasına da isyan ediyorum. toplumsal demokratları birleştiren harç vatan, millet, bayrak ve Mustafa Kemal Atatürk sevgisidir. Bu kadar iyi niyetli bu kadar kaybedeceğini bilerek CHP’li olmanın kazanamamak bulunduğunu seçimlerde değil, tayinde yitirmek, mülakatta yitirmek, iş hayatında yitirmek bulunduğunu bile bile bu partiye sahiplenen yüce gönüllü, partisini ve ülkesini seven insanlara sahiplenmek, onlardan çekinmemek, onlarla birlikte olmak, onları tüm Türkiye’ye övünerek ve kıvançla göstermek, onların sayılarını çoğaltmak suretiyle bir politika yapmak lazımdır.

“SOKAĞIN SESİ BİR DEĞİŞİM OLMALIDIR SESİDİR”

CHP’liler partilerinden çekinecek, utanacak kişiler değildir. Onlar güçlü, iradeli, yürekli kişilerdir. Önümüzdeki kurultayda da delegelerimizin sokaktaki sesi duyacaklarına inanıyorum. Sokağın sesi bir değişim olmalıdır sesidir. Sokağın sesi değişim eğer olmazsa millet sandığa gitmeyecek söylentilerinin CHP’lileri tedirgin etmiş olduğu bir sestir. Sokağın sesi, ‘bundan sonrasında ben oy kullanmam’ diyen 20 yaşındaki gençleri tekrardan sandığa getirmek için bir umut bulmamız gerektirme ettiğini tekrardan eden sestir. Biz bu umut olmak için yoldayız. Biz bunu başarmak için yoldayız. Biz asla kimseye haksızlık etmek için değil; hakkımız olanı artık almak için yoldayız. Bundan sonraki süreçte hep birlikte bunu başaracağımıza inancımız tamdır.”

Cumhuriyet Halk Partisi Özgür hususi Adıyaman Türkiye Güncel Haberler

Adıyaman Posta Kodu kaçtır? Adıyaman ve ilçelerinin posta kodu kaçtır? Adıyaman’ın tüm ilçelerinin posta kodu numarası nedir?


Posta kodları her il ve ilçeye bakılırsa değişkenlik göstermektedir. Bazı yerlerde kullanımı mecburi olduğundan bulunmuş olduğu il ve ilçenin ( Adıyaman ) posta kodunu öğrenmek isteyen vatandaşlar, Adıyaman ve ilçelerinin posta kodu kaçtır? Adıyaman’ın tüm ilçelerinin posta kodu numarası ne? araştırması yapıyor. İşte detaylar…

Posta kodu, bir adrese mektup gönderirken lüzumlu olan harf yada basamaklar serisidir. Bir kere posta kodu kullanıldığında, öteki işlemler için de mümkün hale gelir.

Şubat 2005’te Dünya Posta Birliği’ne bağlı 190 ülkenin 117’sinin posta kodu vardır. Ulusal posta kodu sistemi kullanmayan ülkeler içinde İrlanda ve Gana da vardır.

Adıyaman’ın posta kodu 02000 ‘dır. Adıyaman’ın tüm ilçelerinin posta kodu numaraları farklıdır. Posta kodu numaraları 5 hanelidir.

Adıyaman posta kodu : 02000

  • Adıyaman Merkez posta kodu : 02230
  • Besni posta kodu : 02300
  • Çelikhan posta kodu : 02600
  • Gerger posta kodu : 02700
  • Gölbaşı posta kodu : 02530
  • Kahta posta kodu : 02450
  • Samsat posta kodu : 02800
  • Sincik posta kodu : 02920
  • Tut posta kodu : 02350
Mustafa Şirin
Mustafa Şirin
Gündem Editörü Haberler.com – Gündem

Adıyaman Gündem Yaşam Haberler

Vali Tuncay Sonel: “Devletimizin tüm imkanlarıyla Adıyaman’dayız”


Kahramanmaraş‘ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki yıkıcı depremler sonrası Adıyaman‘a görevlendirilen Ordu Valisi Tuncay Sonel, kentteki emekler hakkında açıklamalarda bulunmuş oldu.

Adıyamanlı vatandaşlar için seferber olduklarını dile getiren Koordinatör Vali Tuncay Sonel, devletin tüm imkanlarını Adıyaman için seferber ettiklerini vurgulayarak, “Depremin ilk sabahı Adıyaman için yola çıktık, bakanlığımızın görevlendirmesiyle akşama Adıyaman’a vardık. Vardığımızda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın riyasetinde, sanayi ve Teknoloji Bakanımız ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanımızın da burada olması koordinasyonla birlikte devletimizin tüm birimleriyle, Adıyaman’daki yurttaşlarımıza devletimizin şefkatini ve güler yüzünü göstermeye çalıştık. Kısa sürede 21.günde de Altınşehir Mahallesi’ndeki bin 825 konteynır alanına haiz yerde ilk 200 konteynırı yerleştirdik ve ailemizi almaya başladık. Cumhurbaşkanımız bu zelzele sürecinde iki kez Adıyaman’ı ziyaret etti. Cumhurbaşkanımız Adıyaman’a 50 bin konut müjdesini verdi, 3 ayrı noktada. İlk günden itibaren biz depremde ziyan olan Adıyaman’daki hemşehrilerimizin yanında olmaya çaba ediyoruz. Devletin tüm birimleriyle burada yurttaşlarımız için elimizden geleni yapıyoruz. Ülkemizin her köşesinden, yurt dışından fazlaca duyarlı aziz milletimizin destekleri var. Küçüğünden büyüğüne kadar onların yardımları da halkımıza ilaç benzer şekilde geldi. hepimiz burada tanrı’ın izniyle birliğimiz ile beraberliğimizle, kardeşliğimizle bu sürecin üstesinden tanrı’ın izniyle geleceğiz. Her günümüz bundan önceki günümüzden daha güzel oluyor ve olacak. Daha güzel sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Devletimizin tüm birimleriyle, tüm ekiplerimizle birlikte alan alan, köy köy, mezra mezra dolaşılıyor ve ziyan olan yurttaşlarımızın dertlerine umar olmaya çalışılıyor. doğal olarak köydeki yurttaşlarımıza da köylerine özgü köy evleri yapılacak, cumhurbaşkanımız müjdeyi verdi. Aynı şekilde büyükbaşta, küçükbaşta, arı kovanında her ne ziyanı var ise cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla bu zararları karşılanacak. Bizim şuan il genelinde elektriği olmayan bölgemiz yok, kapalı köy yolumuz yok. Şuan birkaç nokta haricinde su sıkıntımız yok. son olarak Gölbaşı ve Besni’deki su problemi de çözülmüş oldu. hepimiz tüm birimlerimizle alana hakimiz şuanda ve üstesinden de gelmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

Konteynır ve çadır kentlerde bulunan vatandaşlarla her gün bir araya gelen Vali Tuncay Sonel, vatandaşlar tarafınca ilgiyle karşılanıyor. – ADIYAMAN

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / mahalli

Ordu Valiliği Kahramanmaraş Tuncay Sonel Adıyaman mahalli Haberler

Son Dakika: AK Parti’den Sinan Ateş açıklaması: güvenlik ve yargı mensupları vakası tüm yönleriyle aydınlatacaktır


Eski ideal Ocakları Başkanı Sinan Ateş, 30 Aralık günü Ankara’da motosikletli bir saldırganın açmış olduğu ateşte başından vurularak yaşamını yitirdi. Ateş’in öldürülmesiyle ilgili şu ana kadar MHP kanadı sessizliğini korurken, AK Parti’den bir açıklama daha geldi.

Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası kameraların karşısına geçen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Basın mensuplarının, ” Sinan Ateş‘in öldürülmesi vakasında yeni gelişme var mı?” sorusunu Çelik şu sözlerle yanıtladı: “Ailesine başsağlığı diliyoruz. Burada bu menfur vaka gerçekleştirdikten sonrasında meydana getirilen yorumların birçoğunu gördük. Bir ölü üstünden politika hayata geçirmeye kalkanlar var. Bunların tutumu etik değil. netice olarak güvenlik güçleri, bu mevzunun tüm boyutlarını açığa çıkaracaktır. Bu tip meseleler örtbas edilecekmiş gibisinden Cumhur İttifakı’nı adres göstererek hayata geçirmeye çalışmasını tespit ettik. güvenlik teşkilatı, hakkaniyet sarayı işinin başındadır. vaka tüm yönleriyle aydınlatılacaktır.”

Öte taraftan Sinan Ateş‘in öldürülmesine ilişkin sürdürülen soruşturmada gözaltına alınanların sayısı 3’ten 5’e çıktı. vaka sonrası harekete geçen Ankara Asayiş şube Müdürlüğü kırım yazıhane Amirliği ekipleri, cinayetin motosikletli iki saldırgan tarafınca gerçekleştirdiğini belirledi. meydana getirilen çalışmalarda saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen motosikletli 2 saldırganın bir fotoğraf karesi polise gönderildi. Bir yurttaş tarafınca çekilip polise gönderilen fotoğrafta, motosikleti kullanan zanlının kasklı, silahı kullanan zanlının ise kasksız kapüşonlu olduğu görüldü. Bu fotoğraf karesi operasyonel birimlere dağıtıldı.

ek olarak gözaltındaki bir şüphelinin saldırıyı itiraf etmiş olduğu ve “Para için yaptık.” söylediği öğrenildi. güvenlik kaynakları ise soruşturmanın oldukca yönlü olarak devam etmiş olduğu bilgisini verdi.

Öte taraftan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Sinan Ateş cinayeti hakkında, “Bu vakada gözaltılar oldu, ne olursa olsun şimdi sorgu devam ediyor. Sonuçta bir vefat söz mevzusu ve dolayısıyla bu ülkemiz hukuk sistemi içinde en ince ayrıntısına kadar soruşturulacaktır.” demişti.

Mesut Şahin

Sinan Ateş politika Güncel Haberler Son Dakika

Dünyanın en varlıklı doktoruydu! Bir iğne ucuna tüm servetini reddedip, bambaşka biri oldu


yaşamını yoksullara desteğe adayan ve Arap dünyasında “fakirlerin doktoru” olarak malum Muhammed Abdulgaffar Meşali’nin 2020’deki vefatı, sevenlerini üzerken ondan geriye mütevazilik ve iyiliklerle dolu bir yaşam hikayesi kaldı. doktor Meşali, Mısır’ın El-Garbiyye ilinin Tanta kentindeki kliniğinde maddi durumu kafi olmayan hastalara yardım etmesiyle tanınıyordu. İhtiyaç sahibi hastaları parasız muayene etmesiyle malum Meşali, 28 Temmuz 2020’de ansızın rahatsızlanarak yaşamını yitirdi.

Dünyanın en zengin doktoruydu! Bir İğne ucuna tüm servetini reddedip, bambaşka biri oldu

Muayenehanesine fukara bir anne 2 evladı ile birlikte gelmişti. Çocuklardan biri oldukça hastaydı. Doktorun evladı iyileştirmek için bir iğne yapması gerekiyordu fakat iğne paralıydı ve yoksul hanım için oldukça pahalıydı. İşte Mısır’ın en varlıklı doktoru olarak bilinirken, dünya genelinde onun tanınmasına sebep olan vaka bu hikayeyle başladı ve onu efsaneleşmiş yapmış oldu. şu sebeple doktor, parayı bir kenara bırakarak bu çocuktan sonrasında durumu olmayanlara parasız bakmaya başladı.

Dünyanın en zengin doktoruydu! Bir İğne ucuna tüm servetini reddedip, bambaşka biri oldu

Meşali, mahalli medya organlarının web sitelerinde piyasaya sürülen röportajlarında anlattığı yaşam hikayesiyle de dikkati çekti. Orta halli bir ailenin evladı olan Meşali, 1944 senesinde fakirlerin ve gerekseme sahiplerinin çoğunlukta olduğu bir mahallede dünyaya geldi. Meşali, röportajlarında “sıkıntılı bir yaşam mücadelesi verdiğini ve her şeye sıfırdan başladığını” belirterek, 1967 senesinde tıp fakültesinden mezun bulunduğunu söyledi. Mezuniyetinin peşinden ülkenin en fukara bölgelerinden birinde doktor olarak görevlendirilen Meşali, 2004 senesinde emekli oldu.

Dünyanın en zengin doktoruydu! Bir İğne ucuna tüm servetini reddedip, bambaşka biri oldu

yaşamı yaşam mücadelesiyle geçen ve üç oğlunun yanı sıra kardeşinin yetim kalan çocuklarını büyüten Meşali, tedavi imkanından yoksun olanlara da yardım elini uzattı. Meşali, kliniğini açmış olduğu 1975’ten itibaren Mısırlı meşhur yazar Taha Hüseyin’in toplumun ezilen kesimi için kullandığı tabirle “yeryüzünde işkence çekenlere” destek olmaya çalıştığını söylemiş oldu. küçük bir çocuğun annesinin ilaç alacak parası olmadığı için yaşamını kaybettiğini söyleyen Meşali, bu olayın kendisinde derin izler bıraktığını birçok kez üzüntüyle dile getirdi. Meşali, babasının kendisine fakirlere yardım etmesini vasiyet ettiğini belirterek, maddi durumu olmayan kişilerden birçok kez para istemediğini deklare etti.

Meşali’nin röportajlarının peşinden popüler olmasıyla birlikte, kendisine maddi yardımda bulunmak isteyen oldukça kişi oldu. Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) gelen yüz binlerce dolarlık yardım teklifini geri çeviren Meşali, bu paranın gerekseme sahibi, yetim ve öksüzler için harcanmasını istedi. oldukça mütevazı bir yaşam yaşayan Meşali buna karşın, röportajında “Dünya bana istediğimden ve hak ettiğimden daha fazlasını verdi.” ifadelerini kullandı. Meşali’nin vefatından saatler ilkin bile kliniğine gelen desteğe muhtaç kişiler bulunduğunu aktaran Ezher Şeyhi Tayyib, Meşali’nin örnek bir insan bulunduğunu altını çizdi.

Dünyanın en zengin doktoruydu! Bir İğne ucuna tüm servetini reddedip, bambaşka biri oldu

Meşali’nin ani ölümü Arap medyasında ve sağlıkla ilgili platformlarda üzüntüyle karşılandı. Blog yazarları ve toplumsal medya kullanıcıları Meşali’nin şahsına yönelik hayranlıklarını belirterek, ölümünden saatler öncesine kadar fakirlerin derdine ilaç olmaya çalıştığını, eşine ender rastlanacak bir kişi bulunduğunu aktardı.

Meşali’nin naaşı, Kovid-19 önlemleri altında 28 Temmuz 2020’de Mısır’ın kuzeyinde yüzlerce kişinin katılımıyla toprağa verildi. doktor Meşali dualar eşliğinde toprağa verilirken geride fakirlere yapmış olduğu hayır ve iyiliklerle yad edileceği güzel anılar bıraktı. Mısır’da gösterim icra eden bir medya organı da Meşali’nin “Fakirlere iyi davranmanızı vasiyet ediyorum.” şeklindeki vasiyetine yer verdi.

Barış Yahya Çinçin

Mısır Dünya Haberler