ESMA TURAN
Muğla’nın Bodrum ilçesinde, iş insanı Mehmet Cengiz tarafınca aden Koy’da 678 bin metrekarelik alana gezinsel tesis yapılması planı, vatandaşlar tarafınca protesto edildi.
Bodrum’a bağlı Gölköy Mahallesi’ndeki aden Koy’da 678 bin metrekarelik hazineye ilişkin alana gezinsel tesis ve rezidans yapmayı düşündüğü öğrenilen Cengiz tüm ortaklık’e tepkiler sürüyor. Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Bodrum Meclisi öncülüğünde aden Koy’da toplanan vatandaşlar “aden Koyu’muzda yağmacı istemiyoruz”, “Muğla aden kalsın” pankartları açtı ve basın açıklaması yapmış oldu.
Grup adına basın açıklamasını okuyan MUÇEP Bodrum Meclisi sözcüsü Umay Karabaş, “Bodrum’un işgal altında, gasp edilmiş, peşkeş çekilmiş kilometrelerce kıyısından bizlere ve organik yaşamına kalmış ufacık alanlarından birisinde, aden Koy’dayız. Bu koya komşu yarımadalardan son organik, tarihsel, kültürel değerlerini sakınan yarımada olan Gökburun da bilhassa son yirmi senedir aşina olduğumuz, aşina olmakla kalmayıp karşısında savaşım ettiğimiz bir tavır ve yaklaşım ile yok edilmek suretiyle. Bunun adı tam olarak, üç günlük rant ardında koşmak, asla doymamak” diye konuştu.
Karabaş, şunları söylemiş oldu:
“Çeşitli kanallardan bu alanla ilgili dava kararları, iptaller, itirazlar vs hakkında haberleri neredeyse tamamımız okuduk, izledik, paylaştık, duyurduk. kent planlarından, koruma statülerinden, sit durumlarından pek oldukça haberde ve demeçte bahsedildi. Daha da bahsedilecek ve biz de anlatmaya devam edeceğiz. Şimdi burada hep birlikte toplanmışken başka bir şey yapalım mı? Birkaç sorumuz var. Siz asla mesela Gökburun yarımadasındaki kayalara dokunup Bodrum yarımadasının, yaşadığımız, evimiz dediğimiz yerin jeolojik tarihini şöyleki bir hayal ettiniz mi? Gökburun’un kayaları averaj 10 milyon yaşlarında. 10 milyon yaşlarında bir kayaya bir müzede değil de organik varoluşu içinde dokunmak istemez misiniz? O kayaların da yuva olduğu kelebekler, başka böcekler, sürüngenler; tüm Bodrum yarımadasının hala hayatta kalmasını elde eden biricik öğelerden. Toprak ve iklim koşulları çerçevesinde Gökburun’nun tamamı, yurdun geri kalanı için de oldukça ender denebilecek bir halde, Finike ardıcı meşceresi. Finike ardıçları, meşeler ve delice zeytinler ile sıkı dayanışma ve komşuculuk içinde kimbilir kaç on senedir Gökburun’u yuva bilmiş. Yeni yetmesinden ihtiyarına Finike ardıçlarıyla tanışmak istemez misiniz?
“NESLİ TÜKENEN AKDENİZ FOKLARI TEHLİKE ALTINDA”
Gökburun’un kıyıları Akdeniz fokları için nefis bir dinlenme alanı hala. asla rahatsız etmeden, yaklaşmadan kıyıda bir Akdeniz foku görseniz; kendi alanında, güvende hissettiği, nefes alıp beslenebildiği bir yerde, kendinizi oldukça talihli saymaz mısınız? Akdeniz foklarının ne aşama tehdit altında bulunduğunu, varlıklarının iyi mi azaldığını, Türkiye karasuları içinde artık koloni halinde bulunmadıklarını, 16 milyon senelik geçmişleri olan bu canlıların, bir tek habitat kaybı yüzünden bile nesillerinin tükenmekte bulunduğunu bir kez daha açıklayalım. Bu canlılar, üstünde yapılaşma olmayan kara parçalarının kıyılarını tercih ediyorlar ve başka evleri yok.
“aden KOY, YOK OLAN YÜZLERCE CANLI İÇİN SON SIĞINAKLARDAN BİRİ”
Şu an bulunduğumuz koy ve derhal arkamızdaki Gökburun yarımadası, organik karakterini koruması sebebiyle, azca ötedeki Akdeniz Gölü sulak alanının canlıları için de dirimsel önemde. mesela o sulak alanda seneler içinde gözlem kaydı bulunan altmışın üstünde kuş türünü buralarda beslenirken, yuva yaparken, yavrularını büyütürken görmek mümkün. Daha büyük resme baktığımızda, Bodrum yarımadasında derhal derhal el değmemiş organik habitatlar Gökova’ya sonrasında da Akdeniz’in geri kalanına bağlanan ekolojik koridor durumunda. Bulunduğumuz alan bu şekilde bir koridorun en batı uçlarından birisi. Bir başka deyişle, gerek gezim adı altında niyetlenilen sözde yatırımlarla, gerek çeşitli madencilik faaliyetleri sebebiyle, gerek yangınlarla yaşam alanları gittikçe daralan, yok olan yüzlerce canlı için son sığınaklardan biri.
“TARİHSEL VE KÜLTÜREL MİRAS AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR ALAN”
bir tek canlı yaşamı ve ekolojik dengeler değil, Gökburun yarımadası Bodrum’un tarihsel ve kültürel mirası açısından da en mühim alanlardan biri. Burada gerek yüzey araştırması gerekse daha derinleşen emek harcamalar meydana getiren arkeologlar, mesela Küdür’den hiçbir farkının olmadığını, aynı duyarlılık ile korunması gerektirme ettiğini belirtiyor. Peki biz bu biçim şeyleri anlatmak zorunda mıyız? Karar vericiler bu biçim şeyleri bilmiyor mu? düzgüsel olarak biliyor. fakat planlar her nedense pek koruma öncelikli yapılmıyor. Bugün Gökburun’un sesini duyurmaya uğraşırken yarın Kissebükü Adalıyalı’nın, poşet’dan Yalıçiftlik’e gezim yatırımcıları için satışa çıkarılan 18 milyon metrekarelik orman arazisinin, Ortakent’in feryadı için de uğraşacağız.
“BİZ HALKIZ VE BURADAYIZ”
Bu bizim hem anayasal hakkımız hem yurttaşlık ödevimiz olmasıyla birlikte, kendileri bu ödevden muafmış benzer halde davranan karar vericilere esas görevlerini hatırlatmanın da bir parçası. Bu karar vericiler ister mahalli yönetimlerde olsun ister merkezi yönetimde; ister A partisinden ister B partisinden. aden Koy ve Gökburun için yükselen feryadın, Artvin’den İstanbul’a, Çanakkale’den Hasankeyf’e, Mersin’den Giresun’a sayısız yıkım projesinin biricik şirketlerinden birisiyle direkt bağlantılı bulunduğunu biliyor ve bunu paylaşıyoruz. Açıkça bilinmesini isteriz ki, ülkenin dört bir yanında verilen mücadelelerin destekçisi olduğumuz benzer halde bugün onların enerjisini de yanımızda hissediyoruz. 2015 senesinde Çamlıhemşin’de ‘yeşil yol’ projesinin önünde dimdik duran Havva teyzenin sözüyle bitirmek isteriz, biz halkız ve buradayız. Onlar vekil biz asılız, onlar gidici biz kalıcıyız.”
ANKA / Güncel